12 NİSAN 1980 MEHMET KORKMAZ KAYSERİ
ÜLKÜCÜ ŞEHİDİMİZİ RAHMETLE ANIYORUZ.
“Ülkücü Şehidimiz Mehmet Korkmaz Kayseri’nin Süleymanlı Köyü’nde 1963 yılında dünyaya gelmişti. Ailenin en büyük çocuğu idi. İlkokulu köyünde bitirmişti. Fakat ilkokul son sınıfta iken babası Salih Amca Allah’ın rahmetine kavuşmuştu. Annesi Asiye anamız dokuz çocukla yapa yalnız kalmıştı. (Süleyman, Ali, Mustafa, Murat, Fatma, Meliha, Yeter, Döndü) Mali durumları çok zayıf olduğu için evin geçim derdi en büyükleri çocuğu şehidimiz Mehmet yüklenmek mecburiyetinde kalmıştı. Genç yaşında maddi ve manevi güçlüklerle karşı karşıya kalmıştı. Bir taraftan da tahsil hayatını devam ettirmek istiyordu. Kayseri’de oturan dedesi yanına çağırmıştı. Dedesinin mali durumu iyiydi. Mehmet’in ortaokul, lise hayatından sonrada yüksekokul tahsilinde kendisine sonsuz ilgi ve desteklerini hiç esirgemez. Kayseri’de ortaokula başlamasıyla çevresi olmadığı için okulda kendisine yakın ilgi gösteren ülkücü gençlerle tanışır. Bu tanışma Ülkücü Hareketin içinde yer almasına sebep olmuştu. Mehmet’in köyünde soylu, milli ve manevi değerlere bağlı bir aile yapısına sahipti. Böyle olunca ülkücü hareketin içinde çok sevilen sayılan seçkin bir şahsiyet olmasına sebep olmuştu. Şehidimiz soyadının mana ve özelliklerine sahip gözünü daldan-budaktan sakınmayan imanlı bir yiğitti. Bu özelliği vatan ve din düşmanı hain bölücülerin gözünden kaçmaz. Tehditler, takipler, sürgünler yakasını bırakmaz. Kayseri’de okuldan okula sürgün edilir. Bu da yetmiyormuş gibi Elazığ ‘a sürgün edilir. Sonra Kayseri’ye tekrar geri gelir. Sindirme, yıpratma ve yok etme savaşı ile karşı karşıya okul hayatına devam ederken kendi parasıyla bir kurt köpeği satın alır. Kurt köpeğiyle oynar, gezintiye çıkar ve dinlenirdi. Tarihler 12 Nisan 1980 günü gösterirken hain bölücüler tarafından oturduğu mahallenin (Garip çorak) basılacağını duyar. Bunu teşkilatta abi diye bilinen yetkili, etkili kişiye bildirir. Abi dediği yetkili kişi, “Sen git biz hemen geliyoruz” der. Fakat kendisine kurulan pusudan haberi olmadan bölücülerin kurşunlarına hedef olur. Evine yaklaşırken orada şehadet şerbetini içer genç yaşında Cenab-ı Hakka yürür. Kurt köpeği zincirini koparmış Mehmet’in yanına gelmişti. Mehmet’i korumaya çalışıyor, kimseyi yanına yaklaştırmıyordu. Bu arada Mehmet’in yüzünü gözünü yalıyordu. Mehmet Şehit olduktan sonra kederlenmiş günlerce yemeden içmeden kesilmiş ve kırk elli gün sonra da ölmüştü. Cenaze merasiminden sonra ebedi aleme yolcu edilir. Şehidimizin kurt köpeği Kuran-ı Kerim’de Cenab-ı Hak Ashab-ı Kehf’in köpeği gibi ona sadık ve vefalı kalır. Abi dediği kişiler hemen geliyoruz, dediği halde ortada görünmez. İşte bizim davamızın içinde kendini gizleyerek içimize giren ilgisiz vefasız sanal abilerin bulunmasından dolayı iman kalemizde bir burcun düşmanlarımız tarafından yıkılmasına sebep olmuştu.
Aylar sonra Mehmet’in kabri otopsi için açılmış, kefenin çürüdüğü görülmüş, ancak Mehmet’in vücudunda en küçük bir bozulma olmamıştı.