Samsun Milletvekili ve İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, 2026 yılı başında bedelsiz olarak Hazineye devredilecek olan Türk Telekom hisselerinin 1 milyar 650 milyon dolara Türkiye Varlık Fonu (TVF) tarafından satın alınmak istendiğini söyleyerek TBMM Meclis Başkanlığına önerge verdi.
Usta verdiği önergede, Türk Telekom’un özelleştirme işlemlerinde oluşan şaibeli durumlar ile bunların Türk milletine yüklediği maliyetin incelenmesi, kullanılan kredilerdeki şüpheli durumların araştırılması, söz konusu özelleştirme sonucunda devletin zarara uğramasına sebep olan ihmaller ile bu ihmallere sebep olan görevlilerin tespit edilmesi, dört yıl sonra kamuya bedelsiz olarak devredilecek bir varlığın Türkiye Varlık Fonu tarafından satın alınmasının arkasında yatan gerçek sebeplerin açığa çıkarılmasını amaçladıklarını vurguladı.
Usta’nın konuşmasından satırbaşları şöyle:
NEDEN SESSİZ KALDILAR?
Bahsi geçen hisse şu anda Türk bankalarının elinde. Niye bunların elinde? Çünkü Hariri ailesi hazineye olan yükümlülüğünü yerine getirmek için yurt içindeki bankalardan borçlanma yaptı, 2013 yılında içeriden 4 milyar 750 milyon dolar borçlandı. Şimdi, orada dikkat çeken bir husus var: Kendisinin aslında Türkiye’de T-Bank diye bir bankası var, o banka Hariri ailesine borç veren konsorsiyumun içerisinde yok. Başka bankalardan alıyorsunuz, kendi bankanız niye o konsorsiyumun içerisinde yer almıyor? Bu, şunu akla getiriyor: Planlı. Yani adamlar kaçacaklarını, bu borcu takıp Türkiye’den kaçacaklarını baştan planlamışlar; taammüden yapılmış bir şey. Buna devleti yönetenler niye sessiz kaldı, problem burada; BDDK niye sessiz kaldı, yönetim kurulundakiler niye sessiz kaldı? Bu, mutlak suretle araştırılması gereken bir husustur.
9 MİLYAR DOLAR CİVARINDA BAKIR KABLOYU SATTI
Peki, Lübnanlı ortak ne yapıyor bu arada? Bu 2006-2018 döneminde tam verdiği para kadar, 6 milyar 540 milyon doları temettü olarak bir defa yurt dışına çıkarıyor ve bunun yurt dışına çıkartılmasıyla ilgili hiçbir sorunla karşılaşılmıyor. “Kardeşim, senin borcun var, şu borcunu öde, niye bunun hepsini çıkartıyorsun?” diye hiç kimsenin bir şey dediği yok, hiçbir şekilde engel olunmuyor. Altyapı yapması gereken firma şartnameye göre altyapı yatırımlarını yapıyor mu? Yapmıyor, işin kötüsü bunlar denetlenmiyor. 9 milyar dolarlık -8,5 milyar dolarını takıyor, 400 milyon dolar kasada gözüküyor- bakır kablo satışı var. Danıştay kararı var bunların satılamayacağına ilişkin, ihale şartnamesi var satılamayacağına ilişkin. 9 milyar dolar civarında bakır kabloyu satıyor ve bunun sadece 417 milyon dolarlık kısmını kasaya koyuyor, kalanının kimin cebine gittiği belli değil ve buna da hiç kimse engel olmuyor.
2,6 MİLYAR DOLAR OLARAK GAYRİMENKUL SATIŞI VAR
İktidar partisi mensupları “Efendim, 400 milyon dolarlık -büyüklük 9 milyar dolar da- kablo satışı kasaya konuldu.” diyor. Bu bile bir skandal, bu bile bir itiraftır. Niye itiraftır? Siz bu 400 milyon doları kasaya koydunuz, bunun yüzde 55’i kimin? Yüzde 55’i yine Hariri ailesinin yani bakır kablonun yüzde 55’ini kendi söylediklerine göre bile yurt dışına çıkartıyor temettü olarak. Çünkü bunun satılamaması lazım, eğer diyelim ki satıldı, hazineye verilmesi gereken bir parayı şirkete vererek onun da yüzde 55’ini geri alıyor. 2,6 milyar dolar olarak gayrimenkul satışı var, bununla ilgili paranın nerede olduğunu hiç kimse bilmiyor.
SERMAYEYİ NİYE AZALTIYORSUN?
Daha da kötüsü, yolsuzluk bununla da bitmiyor; bakın, sermaye azalımı yapılıyor 2 defa; 4,2 milyar TL sermayesi var buranın. Borç aldıktan sonra -4,2 milyar TL borç alırkenki sermaye- bu sermaye önce 3 milyar TL’ye, sonra 2,6 milyar TL’ye düşürülüyor ve buna hiç kimse “Senin bu kadar borcun var, sermayeyi niye azaltıyorsun? Azaltamazsın yani kredibil değilsin.” demiyor, engel olunmuyor.
YÖNETİM KURULUNDA TANIDIK İSİMLER VAR
Yönetim Kurulunda tanıdık isimler var, İsmet Yılmaz, Efkan Ala, Süleyman Karaman. Hele Süleyman Karaman Riskin Erken Saptanması Komitesi Başkanı olarak Yönetim Kurulunda devlet adına, hazinenin menfaatlerini koruma adına yer alıyor; bu kadar soygun yapılırken bu arkadaşların hiçbirisi niye konuşmuyor. Başka isimler de var: Fuat Oktay, Yiğit Bulut, Fahri Kasırga, Nurettin Nebati gibi birçok isim var, burada bu isimlerin hepsini biz tanıyoruz.
BU ÜLKEYİ NİYE SOYDUNUZ?
Para ödenmeyince (4,75 milyar doların bir kısmı ödeniyor, onun ne kadar olduğu da belli değil) mecburen bankalara bu hisseler geçiyor, Hariri ailesi elini yıkayıp çekip gidiyor, tertemiz oluyor. Şimdi, 2 defa da Türkiye’ye Hariri ailesinden bir şahıs Cumhurbaşkanına geliyor, ziyaret ediyor.
Biz merak ediyoruz ve buradan, Hariri ailesinin bu fertlerine “Bu paraları niye ödemediniz; kardeşim, siz ne yapıyorsunuz, niye bu ülkeyi soydunuz?” diye Sayın Cumhurbaşkanı sormuş mudur diye Cumhurbaşkanına sormak istiyorum.
İKİNCİ BİR HARİRİ OLAYI OLUŞACAK
Daha sonra bir şirket kuruyor. Bu şirketten de en son 2026 yılının ocak ayında bize sıfır bedelle dönecek olan bu hisseye Varlık Fonu bugün 1 milyar 650 milyon dolar vererek satın alıyor. Bunun cevabını istiyoruz biz: Niye sıfır bedelle yarın bize dönecek olan bir şeye 1,6-1,7 milyar dolar para veriliyor? Tabii, akla ilk gelen şey ikinci bir Hariri olayı oluşacak arkadaşlar. Bakın, bugün buradan söylüyorum: Şimdi, burada alacaklar o hisseyi 2026’yı beklemeden çünkü ülkeyi o kadar kötü yönettiler ki… Yani 1,6 milyar dolar vererek 3-5 milyar dolarlık bir özelleştirme geliri elde etmek için. Şimdi, 2026’yı beklemeden bugün alıyorlar ve bunun özelleştirilmesi, ikinci bir yabancıya satış olayıyla Türkiye karşılaşacak. Bunun da olup olmadığını kendilerine ben buradan da soruyorum.