Aslında misafir değildik… burası öz topraklarımızdı, ev sahibiydik kendi vatanımızda. sürgün edilmiş bir milletin çocukları olarak, bizim olan şeyi almaya geldik.Komşu değildik biz… kardeştik, aynı dili konuşan, aynı dini yaşayan, aynı kültürü paylaşan öz kardeşlerdik. 70 Yıl sürdü kavgamız.Belki bir filistin değildik, halep değildik, suriyeli değildik. kendi öz topraklarımızda geleceğimiz için şehitler verdik. çocuklarımıza öz kültürümüzü öğretip, onları yarınlara taşımaya mücadele eden Türklerdik.Bir gün Mustafa Cemilov olduk hep birlikte, bir gün Cengiz Dağcı, Bir gün Numan Çelebicihan, Bir gün İsmail Gaspıralı. hep tek yumruk olduk gelecek nesiller için Sovyetlere direndik, sovyetlerin ömrü yetmedi. sonra Arkamızda dağlar gibi duran ‘Alparslan Türkeşin’ in Askerleri olduğunu öğrendik. Bir hilal davasıydı bizimki aslında. bir gün ‘Alparslan Türkeş’ olduk, nisan ayında. bir gün ‘Muhsin yazıcıoğlu’ olduk üşüdük dağlarda. Ve bir gün… tomurcuk verdi çiçeklerimiz… pırıl pırıl çocuklar yetiştirdik. bayramlarını hatırlayan, 18 Mayıs 1944 sürgünü unutmayan, unutturmayan, Onlara yalnız olmadıklarını hatırlatan ‘ HİLAL’ i gösteridik. Her ne olursa olsun, istikamet ‘KIZILELMA’ dedik. Güneşin doğduğu yerden, battığı yere kadar, Dünyadaki Türk kardeşleri ile buluşacakları Kızılelma istikametini gösteridİk. Belki bir ‘Cengiz Dağcı’ gibi, vatan hasreti ile yansakta, ve göremesekte büyük Turan Ülkesini, çocuklarımıza hayal ettiğimiz büyük Türkistanı anlattık bir masal gibi. Aslında tek hayalimiz vardı…Cengiz Dağcı gibi…Numan Çelebicihan gibi…İsmail Gaspıralı gibi…Alparslan Türkeş gibi…Muhsin Yazıcıoğlu gibi… Türk kavminin neşetettiği yer, Türk tarihinin başlangıç noktası, Uygur Türklerinin öz vatanı, Büyük Türkistan dan başlayan ve Kırım Akmescite kadar uzanan Büyük Turandı Sevdamız, Biz Türk topraklarıyız… Biz kızılelmayız. Biz Turan davasıyız.