Suriyeliler konusunda her geçen gün Türk kamuoyunun tepkisi artarak yükseliyordu.
İdlip de ordumuza karşı yapılan saldırılar ,Suriyelilere karşı hıncımızı zirveye taşıdı.
Hükümet bile sınırları açarak soğuk kış mevsiminde onları yola saldı.
Kucağında küçücük çocuklarla , canhıraş gayretlerle sınırı geçmeye çalışan kadınlar,denizden geçerken düşüp boğulan çocuk ve kadınlar,bazı Yunan askerlerinin acımasız güç kullanması… Kısacası yaşanan insanlık dramı yüreğimizi sızlattı.
Bazı Suriyeli gençlerin edepsiz tavırları, mafyamatik hareketleri toplumu gerçekten tedirgin ediyordu.
İngiliz fitnesinin ajanları ve onların ağına bilerek veya bilmeyerek takılan bizim fanatiklerimiz, az sayıdaki olayları mültecilerin tamamına teşmil ederek,komple bir “Suriyeliler düşmanlığı”‘nı toplumun büyük çoğunluğuna yaymayı başardılar.
Öyle ki, artık bir çok Ak Partili arkadaş bile,onlar bizim askerlerimizi vurdu.Defolup gitsinler diyebiliyor.
Kısacası,Türk ‘ün asaletine hiç de yakışmayan kötü bir noktaya geldik.
Ecdadımız Böyle mi Yapardı
Bizim ,asaletli,merhametli bir bir millet oluşumuzu tarihin altın sayfalarına yazdıran meziyetimiz neydi?
Hani biz;
Düşene tekme vurmazdık.
Aman dileyene kılıç sallamazdık.
Kadını,çocuğu ve yaşlıyı Allah ‘ın bir emaneti olarak baş üstünde tutar, nimetlerimizi onlarla bölüşür,acılarını hafifletir,yaralarını sarardık…
Bazı vatandaşlarımız diyor ki;
“Onlar vatan haini. Vatanlarını satıp buralara geldiler. Neden savaşmadılar?”
Kiminle savaşacaklardı?
Ülkelerinde,karşılarında savaşacakları bir dış düşman yok ki.
İngiliz , onların fikir ve mezhep ayrılıklarını körükleyerek birbiriyle savaştırıyor.
Yani 80 öncesi solcu gençlerle ülkücüleri savaştırdıkları gibi…
Düşünün ki,mahallede, sokakta,okulda beraber büyüdüğünüz arkadaşlarınızla karşı karşıya gelmiş, silah çekip birbirinizi öldürecek bir duruma düşmüşsünüz!
Ne acı bir tablo.
Birileri vicdansızca davranıp karşısındaki kardeşini vurabilir.
Ama herkes de o vicdansızlığı yapamıyor işte!
Bari çoluk çocuğum kurtulsun diyerek,doğup büyüdüğü,ekip biçtiği,karnını doyurduğu,sevdiklerini gömdüğü toprakları terk edip başka ülkelere,yaban diyarlara göç ediyor. Kolay bir şey mi bu?
Şimdi bir empati yapalım;
Ülkemizde bu durumda kalsak, Çoluk çocuğunuzu alıp Ermenistan’a, Azerbaycan’a, Gürcistan’a, Yunanistan’a iltica etmeye mecbur olsak,para pul yok,yiyecek yok,yatacak yer yok,ısınacak yakıt yok,yağmurdan kıştan korunacak barınak yok.
Kucağında üç aylık çocuğun açlıktan ağlıyor,soğuktan tir tir titriyor, ne yaparsın?
Sığındığım ülke de, birisine işaretle durumunu arz ediyorsun,”defol pis mülteci, geber,biz mi çağırdık seni”diyor.
Ne düşünürsün?
Bir başkasına müracaat ediyorsun; “gel kardeşim.al şunu, düşmez kalkmaz bir Allah’tır, yarın biz de aynı duruma düşebiliriz”diyor. Çocuğuna süt içirebilecek bir imkan sağlıyor sana.
Ne düşünürsün?
Bazı kardeşlerimiz;
” Bu konunun bu noktaya gelmesinde şunların suçu var, bunların sucu var “diyebilir.
Hakli da olabilir.
Ben de bir çok eleştiriye katılabilirim.
Ancak bu kısır çekişmeler,bu acil insani problemi çözebiliyor mu?
Çözüyorsa haydın kalkalım, hep birlikte birilerine sövelim.
Sıcacık evimizde oturduk,çayımızı demledik, çerezimizi aldık,yorumluyoruz.
Ekranda film izler gibi, yunan başvurunun insafına sığınmaya çalışan zavallılar!
Çocuklar ağlıyor,açlık, susuzluk.. Soğuktan titriyorlar..
Korku, dehşet.. gelecek endişesi.
Kendi yuvamızda mutluluğumuzu yaşayabilir miyiz?
Eğer,”bana ne onlardan” diyebiliyorsak, üzülmüyorsak,bizim Müslümanlığımızdan,İslamcılığımızdan, Atatürkçülüğümüzden, solculuğumuzdan ne çıkar!
Evlerinin duvarlarına, dam altlarına kısım kuşlar sığınıp barınsın diye barınak yapan, kar yağdığında,kurtlar çakallar aç kalmasın diye gidip dağlara yiyecek atan bir ecdadın torunları bu kadar vicdansız bir duruma düşebilir mi?
Yakışır mı,”mazluma sığınak, zalimin başına dert olarak yaratılan “Türk ‘ün çocuğuna!
Avrupalılar yapsın! Öyle mi?
Neden? Onlar bizden daha mı insan?
İnsanlığın başına bu belaları ören onlar değil mi?
Ey tarihi sürgünlerle geçmiş bir milletin çocuğu!
Ecdadının yaşadığı elim sürgün olaylarına bir bak!
Balkan katliamını bir oku.
Kırım sürgününü, Asyaa Türklerine reva görülen sürgün ve katliamları hatırla!
Bize, zalimlerin yaptığı insanlık dışı zulümleri kimseye reva görme!
Sen insansın. Müslüman bir Türksün.Vicdan sahibisin.
Zulmün, senin kucağına emanet ettiği canlara düşman gözüyle bakamazsın!
Sen İsrailli değildi, Rus değilsin, İngiliz değilsin, Abd’li, Fransız değilsin!
Sana asalet nişanını miras bırakan ecdadının yolundan ayrılma!
Allah’a emanet ol..