Siyaset; yalanı gerçeklerden daha inandırıcı söyleyebilme becerisidir, diye bir görüş var. Doğruluğu tartışılır. Tamamen yanlışta olabilir. Doğru olduğunu söyleyenler de olabilir. Biz, bunun değerlendirmesini, değerli okuyucularımızın görüşlerine bırakalım.
Siyaset olmadan da olamıyor. En azından memleketin yönetimini üstlenecek siyasi iradeyi belirlemek için gerekiyor. Siyaseti, yalnızca irade belirlemek, olarak ta algılamamak gerekir. Aslında siyaset hayatın her noktasında ziyadesiyle vardır ve var olmaya da devam edecektir. Siyaset, aynı zamanda başarılı bir yönetim için de çok önemlidir.
Çocuğun siyaseti…
Çocuğa sorarlar; anneni mi, babanı mı daha çok seviyorsun? Çocuk; siyasi bir cevapla, her ikisini de deyiverir. Aksi halde bir tarafı incitmiş olur. Bu en basit bir siyasi cevaptır. Çok daha derin ve karmaşık konularda da siyaset kullanılır ki; siyaset bilimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde, en basit kişisel ilişkilerden, devletlerarasındaki ilişkilere kadar, siyaset olmadan sağlıklı bir işleyiş sağlanamıyor.
İç siyaset, dış siyaset diye ana başlıklarla da ayırıyoruz. Siyasetin en önemli; kurgulanmış, yapılandırılmış sonuç alma şekli de diplomasidir. Diplomasiyi de; olmayanı oldurma sanatı, şeklinde tanımlayabiliriz. Neyi, nerede, nasıl söyleyeceğimiz, söylediğimiz çok önemlidir. Bazen, sözler arasına öyle kelimeler yerleştirilir ki, çok şeyi ifade eder.
Söylenenleri de hep bu mantıkla süzmek ve anlamaya çalışmak gerekir. Bazen bir kelime her şeyi ifade ederken, bazen uzun uzun ifadeler gerekebilir. Hatta öyle durumlar olur ki, sözler yetersiz kalır. Hiçbir şekilde ifade etmek mümkün olamaz. Sözün bitiği yer, deriz. Sözün bittiği yere hiçbir zaman gelmemeliyiz. Bunun için en önemli şey; güzel söz, diploması devreye sokulmalıdır.
Birbirimizi incitmemeliyiz…
Bu işler, öyle çok fazla zor, imkansız şeyler değildir. Ancak, mutlaka donanımlı, deneyimli ve gerektiğinde de eğitimli olmak lazımdır. Birçok konu tek düze bir yaklaşımla çözülebilir. Karmaşık konularda daha bir donanım, deneyim, uzmanlık gerekebilir. Daha ötesini, ilmi çalışmalara ve konunun uzmanlarına bırakalım…
Şunu kabul etmek lazım ki; bütün mesele, insanları mutlu ve huzurlu kılabilmektir, sonuç almaktır. Çoğu zaman, işin çok önemli bir bölümü algı üzerine kurulduğu için, çözümü de algı ile olabilmektedir. Kimisi, bir parça ekmek yer doyar ve mutludur. Kimisi, sofralar dolusu yiyecek içerisinden bir şey yiyemez aç kalır ve çok mutsuzdur. Her şeye rağmen bu vatan bizim, her şeyiyle sahip çıkmalı ve birbirimizle kucaklaşabilmeliyiz. Her zaman birbirimize ihtiyacımızın olduğunu ve birbirimizi incitmememiz gerektiğini bilmeliyiz.