Şirvan YÜCEL’in ”SAMİMİYET” adlı Köşe Yazısı

 

SAMİMİYET

İnsanın hayatında çok büyük önem taşıyan bu konuyu  Dünya Değişim Akademisi’ndeki Değişim Uzmanına sordum hayat kurtarıcı ve değiştirici çok etkili bilgiler edindik, bu bilgileri sizlerle paylaşıyorum .

” Samimiyet birçok şey demektir. Dürüstlük, doğruluk, içtenlik. ”özü sözü bir olma” ve en önemlisi olduğundan başka türlü görünmeye veya göstermeye çalışmamak samimiyettir. Yani samimiyet kendin olmak demektir.

Samimiyet sahte olmamakla, gerçek olmakla ilgilidir. Ama söz konusu gerçek, nesnel gerçek değildir, öznel gerçektir. Yani mantık yürüterek elde edilen gerçek söz konusu değildir, gerçek içinde var olmak söz konusudur. İnsan gerçekten varolduğunda, olmadığı şey olmaya çalışmadığında, olduğu şey olduğunda, o zaman ikiyüzlülüğe yer kalmaz, samimiyet kendiliğinden ortaya çıkar.

İnsan toplumun karşısında nazik ve şefkatli görünmeye çalışır. Örneğin; kızgınlık meydana gelince onu gizlemeye çalışır; içeride bir kızgınlık ama dışarıda tatlı bir gülümseme vardır. İşte samimiyetsizlik yani ikiyüzlülük budur. İçteki yüz ve dışta ki yüz. Zaman içinde bu samimiyetsizlik alışkanlık haline gelir ve kişiliğe yerleşir. Artık samimiyetsizlik doğal bir şey haline gelmiştir. Samimiyet ise doğallığını kaybetmiştir. Birey toplum karşısında rol yapmaya o kadar alışmıştır ki, yalnız kaldığında bile rol yapmaya devam etmektedir. Böylelikle sahtelik hayatın gerçeği haline gelir, gerçek ise tamamen unutulur. Birey sahte olmaya alışır ve gerçeğin ne olduğunu bilemez olur.

Samimiyetin gelişmesi için geçmişe ve geleceğe takılmak yerine hep şimdide kalmak gerekir. Geçmiş ve gelecek gerçek olmadığı için geçmişte ve gelecekte kalmak bireyi gerçekten uzaklaştırarak sahte yapar. İnsan gerçek olmak için gerçek olan şimdide kalmalıdır. Birey geçmişe veya geleceğe dalınca sahteliğin içine düşer. Geçmiş geçmişte gelecek ise gelmemiştir; kişinin elinde olan tek şey şimdiki andır. Geçmiş bir yüktür, insan geçmişi taşırken yük taşımış olur. Geçmişin gerçekdışı olan yükünü taşıyan insan şimdinin gerçeğini yaşayamaz ve hayatı ıskalar. Hayat şimdide akmaktadır oysa birey geçmişe takılınca hayatın akışında kalamaz ve sahile vurmuş bir balık gibi olur yani çırpınır ama yaşamaz, yaşam belirtileri gösterir ama gerçekten yaşayamaz.

Gelecek henüz gerçekleşmediğinden, kişi geleceğe takılınca gerçeğin dışında kalmış olur. Gelecek yoktur ve eğer geleceği şimdiki ana taşırsa onu da yok eder. Gelecekte yaşayan insan şimdiki anı yaşayamaz ve geleceğine sahip çıkamaz. Samimiyetin ortaya çıkması için birey şimdiki anın değerini bilmeli, ona teslim olmalı ve sadakatle hizmet etmelidir.

Samimiyet için sadakat vazgeçilmezdir. Şimdiye sadık olan insan samimiyete de sahip olur. Samimi ve gerçek olmak için şimdiki ana sadık olmak gerekir. Şimdiki ana ihanet eden insan geleceğine de ihanet etmiş olur. Şimdisi olmayanın geleceği de olmaz. Geleceği kaçırmamak için şimdide kalıp, samimiyete ulaşmak gerekir”

Bunları da sevebilirsiniz