MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın Ozan Arif’e ağıza alınmayacak sözlerle hakaret etmesi ülkücü camiyayı derinden yaraladı. Cevap vermeyi Ozan Arif’e bırakmayan ülkücüler, Semih Yalçın’a ağır ifadelerle sosyal medya üzerinden cevap verdiler.
”
MHP’den Ozan Arif’e zehir zemberek sözler
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın ‘Bir Şarlatana Cevap’ başlıklı bir açıklama yaptı. Yalçın yaptığı açıklamada ünlü Halk Ozanı Ozan Arif’e çok sert sözler kullandı.MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, ‘Bir Şarlatana Cevap’ başlıklı bir açıklama yaptı.Yalçın yaptığı açıklamada ünlü Halk Ozanı Ozan Arif’e çok sert sözler kullandı.’Milliyetçi hareketin geçmişini iyi bildiği bir ozan taslağı, uzun bir süredir Ülkücülerin katilleriyle birlikte saf tutmuş, çapsızlığını ve ciğersizliğini gizlemek için MHP aleyhtarlığını kendine kamuflaj vasıtası haline getirmiştir diyen Semih Yalçın, ‘Pusulalarını, istikametlerini şaşıranların sazcısı unvanını hak eden bu aşık müsveddesi; aslında âşıklık geleneğinin yüz karası, Ülkücü camianın da yarım asırlık tufeylisidir.
Sülük gibi yıllarca Ülkücü Hareketin sırtına yapışan, Ülkücülerin duygularını sömürerek geçimini sağlayan bu sazcı;MHP ve Ülkü Ocakları’nın etkinliklerinde para karşılığı yer alan, para verilmediği zaman etkinliklere katılmayan bir yüzsüzdür.’dedi.Arif’e ‘süpürge bıyıklı şarlatan’ diye çıkışan Yalçın, ‘Bu hadsiz, densiz, haddini bilmez, terbiyesiz ve edepsiz mahlûk; Genel Başkanımız hakkında kullandığı ifadeler aslında kendisini tarif etmektedir. Şeref ve haysiyet bu ozan müsveddesinin ruhundan öylesine kazınmıştır ki karakter ve seciyesi saydam bir tabaka hâline gelmiştir. Bahse konu ozan taslağı artık Ülkücü Hareket nezdinde haysiyet ve itibarı beş paralık olduğu, artık Ülkücülerin gözünden de gönlünden de düştüğü için kendine yeni çıkış yolu, yeni menfaat kapıları aramaktadır.’ ifadelerini kullandı.
Ozan’ın CHP’nin tetikçisi olduğunu ifade eden Yalçın, Halk TV’ye çıkıp MHP Genel Başkanına saldıran Arif’in CHP tarafından ulusalcılık yemiyle avlandığını ve Halk TV’de bilerek programlara çıkarıldığını iddia etti.Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü;’MHP ve Ülkücü Hareket; süpürge bıyıklı âşık müsveddesi gibi Ülkücü Hareketin mazide ne uğurda şehitler verdiğini unutarak geçmişine, geleceğine, büyüklerine ve küçüklerine sövüp bunu da şecaat zannedenleri ebediyen hafızasından silmiştir. Türkiye’nin beka mücadelesi verdiği günlerde CHP’nin dolmuşuna binerek kargaşa inşaatına taş taşıyanlar, düşmanlarımızın Türkiye’yi sıkıştırabileceği siyasi vasatın hazırlanmasına amelelik ve taşeronluk edenler, gelecekte hakikati idrak edip pişman olduklarında iş işten geçmiş olacaktır.
”
Ozan Arif’den Semih Yalçın’a : OŞTTT!…
“OŞTTT!…”
Sevgili gönüldaşlarım böyle bir kelimeyi yazıma başlık yaptığım için hepinizden özür dilerim.
Bu sayfayı takip edenler bilir ki zaman zaman günde iki yazı veya destan paylaştığım bu sayfada 10-15 gündür bir paylaşım yapmadım…
Yapmadım çünkü rahatsızım.
Rahatsızım derken son aldığım üç seanslık kemoterapinin ikliminden henüz çıkmış sayılmam.
Bu sefer beni çok hırpaladı…
İşte tam böyle bir haletiruhiye içinde ike bu gün öğleden sonra beni oğlum Mehmet Alp aradı!
– Baba son bir hafta-on gündür sen MHP ve yöneticileri için bir yazı yazdın mı?
– Oğlum benim MHP ile ilgili olumsuz tek satır yazmayacağımı sen bilirsin…
Yönetenleriyle ilgili ne yazdıysam zaten sayfada hala paylaşımda… En son Rahmetli Osman Bölükbaşının bir sözünü paylaşmıştım dedim…
Ve merak ettim tabi “neden sordun oğlum?” dedim…
– Devlet Bahçeli’nin baş yardımcısı Semih Yalçın sana hakaret dolu bir yazı yazmış, sosyal medyada dolaşıyor onun için sordum, ve sakın canını sıkma millet zaten ağzının payını veriyor dedi…
Telefonu kapattıktan sonra düşündüm!
Hani bir laf vardır ya!
“Taş atmadım, değnek sallamadım acaba bu zağar neden havlıyor?..”diye…
Yazıyı okuyunca anladım ki derdi kendi ile ilgili değil!
Derdi itliğini yaptığı ile ilgili…
Beşer olarak yaratılmış biri için itlik kötüdür…
Hele hele beşer olarak ite itlik yapmak daha da kötüdür…
Allah kimseyi ite itlik yapanlardan eylemesin…
Neyse yazıya gelecek olursak;
Esasında yazı olarak nerede hangi gazetede yazılmış,yayımlanmış bilmiyorum.
Ama belli ki bir televizyon kanalı tarafından da ekrandan tıpkı bir hınzır idrarı gibi akıtılmış!..
“Süpürge bıyıklı aşık müsveddeliğimden” başlamış aklı sıra ne kadar ve ne çeşit küfür biliyorsa hepsini sıralamış…
Halbuki kendide şunu çok iyi bilir!
İş hakarete kalırsa ben adamı iki kelimede o her gün sabahtan başlayarak akşama kadar bitirdiği viski şişelerine oturturum o koca kıçını o şişelerden kurtarmak için genel cerrahlara ihtiyaç duyar.
Sonra adına havladığı zatla beraber kendi koltuklarını kurtarmak için devletlülerin kıç kılı bile değil “anüs tüyü” haline gelmiş zavallıların Ozan Arif’in bıyığını beğenmemeleri gayet normal!
Neyse uzatmayalım yazıyı sizinle illa da paylaşmak istememin diğer sebebi de şu;
Yazıyı okuyun ve bir ömür verdiğimiz o canım yuvamızın, o MHP’nin kimlerin eline kaldığını görün diye paylaşıyorum…
Sonra böyle bir muhteşem(!!!) yazıyı düşündüm de, yazsa yazsa ancak Semih yalçın gibi onun bunun zorlamasıyla profesör olmuş, akademisyen bozuntusundan başkası da yazamaz…
Yani kaçırmayın istedim.
Benden paylaşmak…
Kararı hatta cevabı bile siz verin istedim…
Cevabı siz verin istedim çünkü;
Beni tanıyanlar şunu çok iyi bilirler,
Ben sahipleri var iken, köpekleriyle asla uğraşmam…
Sadece “Oşt…” diyorum geçiyorum o kadar…
……
Not;
Ha şu en sıradan halk ağzı bir kelime kullansam bana yakıştıramayan, bana edep öğretmenliği yapan arkadaşlarımız da iyi okusunlar.
Boka bok demem veya puşta puşt demem için illa profesör mü olmak lazım acaba?
Ozan Arif
07 Aralık 2018
Bad Homburg