BU ŞEHİR
Sır dolu, esrar dolu; beni buldu bu şehir,
Sarmaşık sevdalara beni saldı bu şehir.
Bana ne diyemedim, bildim şehrin ruhunu;
Herkesi candan bir dost, canan bildi bu şehir.
Burada hayat bayram, bayram içinde bayram…
Sokaklar kaynaşırdı, coşkun seldi bu şehir.
Kavga nedir bilmedi, sevmedi kargaşayı;
Huzurda, saadette karar kıldı bu şehir.
Şehirlerin sultanı, her köşe ayrı dünya…
Gülücüklerdi lisan, ayrı dildi bu şehir.
Ona bir ad verdiler, Mutluluk Diyarı’ydı;
Şehirler dert demekmiş, sildi bunu bu şehir.
Bilmedi bencilliği, sevmedi ben demeyi;
Gülmesek de biz ona, bize güldü bu şehir.
Bereketli bir diyar, sınırsız bir sofraydı;
İkramlarında ağa, bize kuldu bu şehir.
Cömert, iyiliksever, mükemmel bir anaydı;
Aradı seven yürek, beni buldu bu şehir.
Derviş hali yaşadı, ermişlerden dualı…
Hak hakikat yolunda sevda doldu bu şehir.
Neden, nasıl oldu da şehre ruhsuzlar doldu;
Nasiplendi(!) yıkımdan, saç baş yoldu bu şehir.
İmrenirdin bakmaya, en güzel kız bu derdin;
Ayyaş kocaya vardı, çabuk soldu bu şehir.
Bilinmedi kıymeti, varamadı sarrafa;
Öldü ayyaş kocası, artık duldu bu şehir.
Belli ki çok horlandı, sevdi de sevilmedi;
Kahrından çekip gitti, esrar oldu bu şehir?
Biz de sahip çıkmadık, anlamadık o ruhu;
İncindi nahif yürek, sildi bizi bu şehir.
Arayın, bulursunuz; geçti Bor’un pazarı,
Kaygılardan azade, beyaz güldü bu şehir.
Ramiz AYDIN
Aralık 2019