OMÜ’DE ‘LİSANSÜSTÜ EĞİTİM’ DEĞERLENDİRMEYE ALINDI

Üniversitelerde yüksek lisans, doktora ve sanatta yeterlilik programlarını içeren bir uzmanlaşma süreci olarak ‘Lisansüstü Eğitim’, Ondokuz Mayıs Üniversitesinde (OMÜ) yapılan toplantıyla gündeme geldi.OMÜ Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen “Lisansüstü Eğitim Değerlendirme Toplantısı”nda Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Sevim Alışır, Prof. Dr. Selim Eren ve Prof. Dr. Mahmut Başoğlu, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ahmet Tabak ile rektör danışmanlarından oluşan OMÜ Üst Yönetimi; Lisansüstü Eğitim Enstitüsü yetkilileri ve akademisyenlerle bir araya gelerek bu eğitim aşamasındaki yapı ve işleyiş, stratejiler, yeterlilikler, nitelik arayışları, sorunlar ve çözüm yollarına ilişkin istişarede bulundu.PERFORMANSI VE PLANLAMALARINA DAİR BİLGİLER VERDİToplantının başlangıcında Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ahmet Tabak, Enstitünün performansı, mevcut ve geleceğe dönük planlamaları hakkındaki sunumuyla katılımcılara hitap etti.Sunumunda doktora eğitiminde niteliğin ön plana çıkmasının gerekliliğini vurgulayan Enstitü Müdürü Prof. Dr. Ahmet Tabak, “Bu süreçte sınav ve kabul sistemi standart hâle getirilerek bilim sınavının öncelikli olması gerekiyor. Yine öğrencilerin tez yazarken desteklenmesi ve yayınlara teşvik edilmesi büyük önem taşımakta. Lisansüstü programlarda elzem derslerin olması, öncelikli olarak yapmamız gereken işlerin başında geliyor. Lisansüstü programlarda önemli bir diğer nokta ise lisansta olduğu gibi danışmanlık sistemidir. Danışmanlık; tezin yürütülmesi, öğrencinin yönlendirilmesi ve hedeflere ulaşmada göz ardı edilmemesi gereken bir süreçtir ve bunun sistematikleşmesi gerekmektedir” diye konuştu.‘ATIK YÖNETİMİ GİBİ KAVRAMLAR SİSTEME DÂHİL EDİLMELİ’Lisansüstü eğitim programlarına bazı konu ve temaların eklenmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Tabak, devamında “Lisansüstü eğitiminde olması gereken sürdürülebilirlik, girişimcilik, patent okuryazarlığı, kalite ve akreditasyon, atık yönetimi gibi kavramların sisteme dâhil edilmesi; öğrencinin bilgi ve birikimini arttırarak yol haritası çizmesinde yardımcı olacaktır. Ayrıca, üniversite-sanayi iş birliği kapsamında özellikle yaygın etkisi ve ürün geliştirme potansiyeli olan tezlerin ya da bölgenin ihtiyacını karşılayacak tezlerin desteklenip, ön planda yer alması sağlanarak yol alınması gerekiyor. Asıl olan husus; lisansüstü eğitimde yer alan öğrencinin niteliğini arttırmak suretiyle aktif olmasını gözetmektir.” değerlendirmesinde bulundu.‘DONANIMA SAHİP MEZUNLAR YETİŞTİRME ANLAYIŞINI BENİMSEDİK’Ardından söz alan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevim Alışır, OMÜ’deki lisansüstü eğitimi göz önüne koymak ve irdelemek için toplandıklarını belirterek şunları dile getirdi:‘‘2022 yılı itibarıyla yaklaşık 140 bölüm ve 289 programla lisansüstü eğitimimizi devam ettiriyoruz. Bu kapsamda; 694 tamamlanmış tez, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun (TÜBİTAK) 1002 Programı kapsamında desteklenen 11 tez, BAP (Bilimsel Araştırma Projeleri) destekli 151 tez bulunuyor. Ayrıca, tez çalışmaları esnasında TÜBİTAK 1002 Programı’ndan destek alan 55 doktora bursiyerimiz de öğrenimlerine devam ediyor. Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi kapsamındaki bazı parametrelerin (değişken), Lisansüstü Eğitim Enstitümüzün faaliyetleri sonucunda çıkabilecek parametreler olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. Bu anlamda kurumumuzda yürütülen tüm ön lisans, lisans ve lisansüstü programlarının her birinde olduğu gibi bizim diğer üniversiteler arasındaki sıralamamızda da görünür etkiye sahip olan bir lisansüstü programından bahsetmek durumundayız ve bunu tekrar gözden geçirmek zorunda kalacağımız noktalar var. Tüm eğitim programlarımızda nitelikli eğitim, yani paydaşların beklentilerine cevap verebilecek donanıma sahip mezunlar yetiştirme anlayışını benimsedik ve bu doğrultuda eğitim-öğretim programlarımızı deklare ettik. Eğitimde revizyon kapsamında güncellemeler yapmıştık ve şimdi dünyada ve Türkiye’deki diğer üniversiteler arasında sıralamamızı etkileyen büyük bilimsel çalışmaların ortaya çıktığı lisansüstü eğitimimizi yeniden gözden geçirmekle yükümlüyüz. Süreçleri kontrol edebilmek ve mevcut değerleri irdeleyebilmek için belirli bir standarda göre takipte olmalıyız.”‘MEZUN ÖĞRENCİLERİMİZİN GÖRÜŞLERİNİ ALMAKLA YÜKÜMLÜYÜZ’OMÜ olarak ön lisans, lisans ve lisansüstü düzeydeki eğitim ve öğretimi daha kaliteli ve istikrarlı hâle getirmek için çalışmaların sürdüğüne ve ortak akılla hareket ettiklerine işaret eden Prof. Dr. Alışır, ‘‘Eğitim amaçları ve çıktılarının sürdürülebilir olması ve herkesin görevini bilmesi adına kararlar, tüm akademik personelin katılım sağladığı kurulda alınmalıdır. Aynı zamanda mezunlarımızın istihdam ettiği kurum ve kuruluşlardan yetkili kişiler davet edilerek, ‘Bizden beklentiniz nedir?’ sorusu göz önüne alınıp bu doğrultuda bir yol çizilmeli ve süreç herkes tarafından izlenebilir ve işlenebilir olmalıdır. Müfredatta yer alan tüm derslerimizin, Türkiye Yükseköğretim Yeterlilik Çerçevesi ve program çıktısına hizmet edecek nitelikte olması şarttır. Bunların yanı sıra, eğitim amaçları ve program çıktılarının revize edilmesi sürecinde mezun öğrencilerimizin görüşlerini almakla yükümlüyüz. eopd.omu.edu.tr adresinde güncellemeler yapılarak müfredatın veya programın başarıya ulaşıp ulaşmadığını izlemek için sadece ders bilgi paketlerine bakılmayacağı kanaatine vardık. Öte yandan, ölçme ve değerlendirme sürecinin de özellikle öğretim elemanının sorumluluğunda ilerlemesi yönünde karar aldık” şeklinde konuştu. ‘ELEMANLARI İÇİN PERFORMANS PUANININ BELİRLENMESİNİ İSTİYORUZ’Konuşmasında performans kriterlerine de değinen Prof. Dr. Alışır, bu hususlara dair şu bilgileri aktardı:“Ders dosyaları, Eğitim Komisyonunda görüşülmesi için dekanlıklara ya da ilgili birimler tarafından amirlere iletilmelidir. Aynı dosyanın, birim tarafından Rektörlük makamına gönderilmesiyle süreç tamamlanacaktır. Birim amiri puanı, öğrenci anketi puanı ve ders tanıtım dosyası, performans puanını belirler. Birim amiri puanı ve öğrenci anketi puanı, 20 puana tekabül ederken geriye kalan 80 puan da öğretim elemanının kendi performansına bağlıdır. 70 puanın altında not alan öğretim elemanları için uzem.omu.edu.tr adresinde 2 günlük eğitim programları hazırlandı. Kısacası, öğretim elemanları için performans puanının belirlenmesini istiyoruz.”REKTÖR ÜNAL, ‘ALLAH, TEKRAR BÖYLE BİR ACIYI YAŞATMASIN’Lisansüstü eğitimi değerlendirmek ve süreçle ilgili yapılan çalışmaları aktarmak için kürsüye arz edilen Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal ise ülkemizin yaşadığı deprem felaketinde yaşamını yitiren yurttaşlara Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa dileyerek, “Ahirete irtihal edenleri rahmetle yâd ediyoruz. Rabb’im mekânlarını cennet eylesin, taksiratlarını affeylesin. Geride bıraktıklarına ve milletimize sabır versin, Allah, tekrar böyle bir acıyı yaşatmasın. Türkiye’nin hemen her yerinden öğrencisi olan, hemen her katmanda eğitim veren OMÜ’de yapılanları gözden geçirmek, yapılacaklarla alakalı bir karar vermek, dijitalleşme hamlesini gerçekleştirmek ve nihayetinde de bir iyileştirme ve düzenlemeye gitmek istiyoruz” dedi.‘BÜTÜN BİRİMLERİMİZDE GERÇEKLEŞTİRMEK VE TAMAMLAMAK İSTİYORUZ’OMÜ’deki genel politikanın stratejiye dönüştürülmesi ve belli bir takvim üzerinden hayata geçirilmesini planladıklarını vurgulayan Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Bu süreçte bizleri zorlayan 2 husus var. Bunlardan biri, 2023 yılı itibarıyla OMÜ’nün dijitalleşme hamlesi ki bu yıl bütün birimlerimizde dijital dönüşümü gerçekleştirmek ve tamamlamak istiyoruz. Bu dönüşümün bir parçası olarak eğitim sistemine dair hedef ise ağustos ayı. Yeni dönemin kayıtlarını yeni bir sistem üzerinden alacağız, ama söz konusu sisteme geçmeden önce de teknik anlamda ‘migrasyon’ (yer değiştirme, taşınma) olarak tanımlanan bu süreci gerçekleştirerek yeni yere, yeni bir yüz ve enerjiyle geçmek istiyoruz. İkinci zorlayıcı husus da YÖKAK’ın (Yükseköğretim Kalite Kurulu) değerlendirme süreci. Mayıs ayından itibaren birtakım değerlendirmeler başlayacak ve bazı talepler olacak. Dolayısıyla kurumsal olarak hem daha iyi bir yüzle ortaya çıkmak hem de yaptığımız işi vicdanen ve liyakatli bir biçimde yerine getirdik demek için bu süreci gözden geçirmeye ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.‘BU SÜRECİN İŞLETİLMESİ VE TABİİ EĞİTİMİN KALİTELİ OLMASIDIR’Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, belirledikleri takvim doğrultusundaki eylem ve planlamaları şu sözlerle özetledi: “Lisansüstü eğitimde hangi programdan mezun olursa olsun, öğrencimizin yeterliliklerini ortaya koymasını bekliyoruz. Yani mezun ettiğimiz öğrenci şu bilgiye, şu beceriye sahiptir diyerek bu yetkinlikleri gözler önüne sermeliyiz. Burada toplam kaliteyi merkeze alarak standart kriterleri yakalamak istiyoruz. Dolayısıyla program yeterliliklerini, Eğitim Komisyonunun görmesini arzu etmekteyiz. Bu süreçte bilimsel hassasiyeti yukarı çıkarmak, başka bir ifadeyle alan uzmanlığını merkeze almak gerekiyor. Zira yüksek lisans ve doktora süreçleri bir motivasyona işaret etmektedir. Bu düzeylerde, bu süreçleri mantalite ve ahlak olarak kaldırabilecek olanlar olmalı, herkes bulunmamalı. Ayrıca, bu süreçler objektif, açık, şeffaf, görülebilir, gözlemlenebilir, değerlendirilebilir ve itiraz edilebilir olmalı. Kısacası burada OMÜ’ye ait standartlar oluşmalı. Direksiyonunda sadece Lisansüstü Eğitim Enstitüsünün olduğu, denetlediği, kontrol ettiği ve iyileştirme noktasında müdahale ettiği bir sürecin işletilmesinden bahsediyorum. Nihayetinde arzu ettiğimiz; nitelikli öğrenci almak ve daha da önemlisi öğrenciyi daha da nitelikli hâle getirerek mezun etmek. Nitelikli öğrenci olmadığında hepimiz yoruluyoruz. Bu süreçte bizden ne talep ederseniz edin, yapmaya hazırız. Tek istediğimiz; düşünce, öğrenci, cinsiyet vb. ayrımlar yapılmaksızın bu sürecin işletilmesi ve tabii eğitimin kaliteli olmasıdır. Sistemin iyileştirilmesinde de sizlerin her türlü teklifinize açığız ve her türlü desteğinize de muhtacız. Belirlediğimiz takvim de nisan ayının sonuna kadar işleyecek.”‘HEDEFİMİZ; MEVCUT BİNAYI ‘İHTİSAS KÜTÜPHANESİ’NE ÇEVİRMEK’Lisansüstü eğitimde sistemin iyileştirilmesinin yanı sıra, bilimsel perspektifle ilgili yeni bir yaklaşımın sergilenmesinin hayati olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ünal, bu konjonktüre ilişkin sözlerine şunları ekledi: “Öncelikli alan tanımlaması ile ilgili çalışmaları daha önce BAP’ta yaptık ve sonucunu aldık. Nitekim BAP’ta tarihî bir sonuç yaşandı. BAP’ta 140 olan proje sayısını, birinci yılda 238, ikinci yılda 422’ye çıkardık ve önümüzdeki hedef 600. Yine 5 milyon lirayla aldığımız bütçeyi, 60 – 70 milyon liraya taşımak istiyoruz. Bu bütçe, araştırma geliştirmeye (AR-GE), dolayısıyla eğitime kaynak olarak aktarılacak. Aynı durum Merkez Kütüphane için de geçerli, öyle ki en yüksek bütçeyi Kütüphane için ayırdık. 5 bin metrekarelik bir kütüphane alanı var ve müteahhide yer teslimi yapılarak çalışmalar başladı. Mümkün olduğu kadar kısa sürede burayı tamamlamak ve mevcut binayı ‘İhtisas Kütüphanesi’ne çevirmek istiyoruz. Buradaki temel amacımız; OMÜ’yü bölgenin araştırma merkezine dönüştürmek. Şunu da vurgulamam gerekir ki tezler ne kadar nitelikliyse o kadar yayın ve atıf şansına sahip oluyor, o kadar ticarileşme şansı buluyor. Bizler bu anlamda bazı alanlarda ‘özel alan’ tanımlamasıyla kimi projelere özel destek vereceğiz. Tez konusunda ilgili ana bilim dalının mutlaka bir ajandasının olması gerekiyor. İşte bizim desteğimiz 2 şekilde tam burada ortaya çıkacak. Şöyle ki; eğer sizin ajandanızda Üniversitemiz, Samsun, Karadeniz, ülkemiz ile ilgili öncelikli ve önemli gördüğümüz alan olursa bunu ekonomik açıdan şartsız destekleyeceğiz. İkinci olarak araştırma görevlisi tahsisinde de bu faktörü dikkate alacağız. Yani Üniversitemizin gelecek vizyonuna katkı sağlayacak projelerin arkasında olacağız. Şu anda da niteliğine göre bazı projelere 60 binden 120 bin liraya kadar bütçe ayırıyoruz. Dahası, birçok alanda TÜBİTAK’ın verdiğinden daha fazla destek veriyoruz.”‘SEKTÖRDEKİ UZMANLARI KAMPÜSE ÇEKMELİYİZ’Konuşmasında sanayi sektörü üzerinde de duran Rektör Ünal, “Burada istediğimiz; özellikle sanayici adına araştırmacı istihdamının olmasıdır. Mesela SAMPA’nın bir AR-GE’si var ve bünyesinde birçok araştırmacı çalışıyor. SAMPA’nın AR-GE Birimindekilerle Üniversitemizin AR-GE’sindeki çalışanları eşleştirmek niyetindeyiz. Yani SAMPA’ya biz senin araştırmacına OMÜ’de doktora yaptırabiliriz, dolayısıyla iki kurum arasındaki ilişkiyi güçlendirip kalıcı bir etkiye dönüştürebiliriz diyeceğiz. Burada asıl hedef; mümkün olduğu kadar sektörün ihtiyacına cevap verecek temaların seçimi, sektördeki uzmanları kampüse çekmemiz ve ortak hareket etmemizdir.” sözleriyle üniversite-sanayi iş birliğinin önemine vurgu yaptı. Konuşmalar sonrasında soru-cevap seansına geçilirken katılımcı akademisyenler sorun, talep, öneri, teklif ve değerlendirmelerini Üst Yönetimle paylaştı.Köksal ÖNER

 

Bunları da sevebilirsiniz