Mustafa Karakaş, Osmanlı döneminde bir müddet, Bahriye subaylığı yapmış olup; denizciliği iyi bildiği için gelip Samsun’a yerleşmiş. O zamanlar Samsun’da liman yok. Büyük gemiler açıkta demirliyor ve insanlar gemiden karaya mavna denilen yük gemileriyle naklediliyor. Mustafa Karakaş da teknesiyle gemilerden yolcu ve eşya taşıyarak nafakasını çıkarıyormuş.
İlk bilgileri Mustafa Karakaş veriyor Bir pazar günü İstanbul’dan bir paşanın heyetiyle birlikte Samsun’a geleceğini duymuş. Haber kulaktan kulağa hızla yayılıyormuş. Subaylık sevdası yarım kalan Mustafa Karakaş da paşayı görme merak ve hevesine kapılmış. Pazartesi sabahı haber, ‘Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa geliyor’ şeklinde netleşmiş. Bir diğer söylenti ise geminin İngilizler tarafından torpillerle batırılacağıymış. Mustafa Karakaş, o sabahı şöyle anlatırdı: ‘19 Mayıs sabahı saat 08.00. Sert poyrazlı bir hava. Altı gemici ve ben, hafif çırpıntılar içinde sallanan sandalımızda hep birden, gözlerimizi bir noktaya dikmiş bekliyorduk. İşte Fener Burnu’nda ufak bir gemi göründü. Bandırma süzüldü ve demirledi. Geminin güvertesine çıkıncaya kadar geçen zamanı hatırlamıyorum. Yalnız onun mavi gözleri hâlâ gözlerimin önündedir. Yanında altı kişi vardı. Kim olduklarını bilmiyorum.’
O mucizevi karşılaşmayı Mustafa Karakaş hep gözleri dolarak anlatırmış. Huzuruna çıkarıldığı engin bakışlı Paşa’nın ona kim olduğunu soruşunu, kendisini ‘eski bahriye zabitlerinden Mollaoğlu Mustafa’ olarak tanıtırken yaşadığı heyecanı, ‘Acele etmelisiniz Paşam. İngilizler gelmek üzere olabilirler, bir an önce sizi karaya ulaştırayım,’ derken yaşadığı telaşını sanki o anları yeniden yaşıyormuş gibi anlatırmış. Mustafa Kemal Paşa kendisine denizde ve karada refakat eden bu karakaşlı, gözü pek genç adamı yanaklarından öperek ona teşekkürlerini ifade etmiş.
Atatürk tekrar Samsun’a geliyor Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ilk adımı olan bu önemli tarihten 9 yıl sonra, 16 Eylül 1928’de Mustafa Kemal bu sefer Cumhurbaşkanı olarak harf devrimini anlatmak için yeniden Samsun’u ziyaret etmiş. İzmir Vapuru yine açığa demirliyor ancak bu sefer vali, belediye başkanı ve hükümet erkanı Atatürk’ü karşılamaya gidiyor. Mustafa Karakaş da teknesiyle bu kalabalığın içine karışıyor. Tekneler gemiye yanaşıyor, karşılama heyeti gemiye çıkarılıyor ve Atatürk’e saygılarını iletiyorlar. Karaya çıkmak için hareketlendiklerinde, o büyük insan etrafına bakınıp ‘Karakaş nerede?’ diye soruyor. Kulaklarına inanamıyor Karakaş. Hayranı olduğu o büyük kumandan tarafından hatırlanmanın heyecanı içinde, ‘Emrinizdeyim paşam’ diyerek fırlıyor kalabalığın arasından ve ellerine sarılıyor. ‘Teknen burada mı?’ diye soruyor, deniz bakışlı kumandan. O da ‘Emrinizde Paşam’ diye cevaplıyor kalbi ağzından çıkacak kadar heyecan içinde. ‘Ben sahile Karakaş’ın teknesiyle çıkacağım’ diyor Ulu Önder. Gemideki Cumhurbaşkanlığı forsu, Karakaş’ın mütevazı teknesine asılıyor ve Karakaş da büyük bir gururla Paşasını ikinci kez Samsun’a çıkarıyor.”
Mustafa Karakaş ve KurtaranSamsun… ATATÜRK’ün, kendisine hitap ettiği ‘Karakaş’ı daha sonra soyadı olarak alan Mustafa Karakaş, ölünceye kadar Samsun’da her 19 Mayıs kutlamalarında tören alanında Atatürk’ün büstünü aynı gururla aynı duygularla taşımıştır.
KurtaranSamsun’lu olmak öyle sıradan, ucuz bir şey değildir. Samsun’u “KurtaranSamsun” ve “Samsunluları KurtaranSamsun’un Kahraman Evlatları” yapan nice Mustafa Karakaşlar vardır. Bizler onlara her zaman minnettarız ki; merhum Mustafa Karakaş’ın Samsun Asri Mezarlık’taki mezarı, 2020 yılında İstanbul’daki Samsunlu Üniversite Mezunu bir gurup tarafından yenilenerek ihya edilmektedir.