İnsan hep bir şeylerden kaçar yüzleşmek çok zor gelir. Kendinize ve bazen çok sevdiklerimize konduramadığımız şeyler oluyor. Gerçek olan şu ki bir şeyden ne kadar kaçarsan o şey katlanarak insanın hayatında yer almaya devam ediyor. Kişi bunun çaresini yüzleşerek aşabilir. Kimse kusursuz değil bunun bilincine vararak yüzleşip ve kabul etmek en iyisidir. Kıskançlığın temelinde kıyaslama var. O benden daha mı iyi? İşte bu durumda insan kıskançlığın içinde oluyor. Kıyaslama ve bencillik devreye girdiği an sıkıntılar başlıyor.Hekes de kıskançlık var. Olan bu durum sağlıklı bir şekilde dönüştürülebilir mi? Evet dönüştürülebilir. Bu durumu Dünya Değişim Akademisi Uzmanlarına sorduk ve çok açıklayıcı bilgiler edindik.
”Kıskançlığı deneyim haline getirmek için onunla yüzleşmek ve onu gözlemlemek gerekir, aksi halde kıskançlık senin arkanda saklanacaktır. O yüzden de sende var olan kıskançlık yokmuş gibi görünüyor.
Toplum kıskançlığı kötülediği için birey kıskançlığı bastırır. Oysa donuklaşmadan özgürleştirmek için kıskançlığı bastırmak yerine ifade etmek gerekir. Kıskançlığını hissettiğinde : ” Kıskanıyorum ” de ve kıskançlığı izle.
Kıskançlığın şiddetini gör ve nasıl hiddete dönüştüğünü gözlemle. Kıskançlık soğuktur fakat ona eşlik eden hiddet sıcaktır. Kıskançlığın içine gir ve onun ne olduğunu gör. Kıskançlığı gözlemlerken : ”Kıskançlık ” kötüdür diye düşünme, çünkü kıskançlıkla ilgili olumsuz düşünceler bir nevi baskılamadır.
O yüzden kıskançlığı olumsuz düşünceler olmadan gözlemle ve baskılama. O zaman kıskançlık bütünlük içinde ifadesini bulacaktır ve kıskançlığın varoluşsal gerçeği ve etkisi görülecektir.
Kıskançlığın varoluşsal gerçeğini deneyimlemek için onu yorumsuz ve yargısız gözlemlemek gerekir. Kıskançlığın saf doğasına ulaşmak için eski öğretilerin tüm yorumlarını unutmak gerekir. Kıskançlığı saf haliyle, ona hiçbir şey katmadan izlemek lazım.”