Kur’an örnekleriyle kişilik inşa eder.
Örneklerden oluşan kıssa ve meseller Kur’an’ın % 40’ını oluşturur.
Dinler kişilik inşa edecekken sadece kuru bir kimlik inşa ediyorsa, artık urlaşmış demektir.
Kaybolan kişilik yerini kimliğe bırakınca, kimlik bütün kapıları açan bir maymuncuk haline gelir. Böyle biri, iyi olmak için çaba göstermeye ihtiyaç duymaz.
Kişiliğinden soyutlanıp, kimliğe dönüşmüş bu şey artık İslam değildir.
KURU KİMLİK DÜŞMAN İSTER
Kişiliksiz, kimliğe indirgenmiş her inanç sisteminin düşmana ihtiyacı vardır.
Rabbimiz şeytanı bize niçin düşman gönderdi? İnsanları rakibimiz tutarak ötekileştirmeyelim diye. Düşmanımız belli olsun diye.
Kuru ve yoz kimlik, etrafındakileri düşman ilan ederek yemeye başlar.
Kedi yavrusunu yiyeceği zaman fareye benzetirmiş.
BUGÜN ARTIK CEHALETİN MAZERETİ YOKTUR.
“Er Rahman! Okumayı öğretti (yani öğrenmeyi) (Rahman 55:1-2).”
Müslüman Kuranda Müslim olarak geçer ve vahyin 13. Yılından itibaren kullanılır.
“Müslim iyilik yapan adam demektir (Kalem 68:35).”
Allah, mahşerde kimliklere değil, kimliklerin uygulaması olan kişiliklere bakar. Kişiliği eylemlerimiz oluşturur, yani davranışlarımız. Diğer insanlarla olan münasebetimiz. Salih amel de budur.
İslam ilişkidir. İslam ilişkiler yumağına verilen isimdir. Kişiliğimiz bu ilişkiler bağlamında test edilecektir mahşerde…
MÜSLÜMAN DOĞRUYU ARAYANDIR (CİN 72:14)
Fatiha’daki “Bizi doğru yoluna yönelt” ayeti, namazın her rekâtında niçin tekrarlanır? “Doğru yolu sakın kaybetme, unutma” diye…
Müslüman olmak, bu yolda bir ömür yolcu olmaktır. Sürekli yolda olmamızı isteyen bir Rabbimiz var.
İslam bir arayıştır. Her vardığımız durak, bir sonraki durağa giden doğru yolun aranılması mahallidir.
Bize kişilik lütfeden Rabbimiz. Kişiliğimizi vahiyle inşa eden Rahmanımız. Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz.
Hayırlar diliyorum
Ankara, 29 Mart 2019
Orhan Arslan