İstanbul’da dernekler, federasyonlar ve konfederasyon; Samsun STK’larının sayısı arttıkça etkisi, gücü azalan bir süreç yaşıyoruz. Güneş batarken gölgelerin çok daha büyük olması gibi… Artık, gerçekler ile değil de gölgelerle yetinmek durumunda kaldık. Bunun çeşitli nedenleri var. Ancak, en önemlisi kişisel egolar ve gereksiz çekişmeler. Bu çekişmeler, en başta Samsunlulara ve çekişmeyi yapanlara zarar veriyor. Her geçen gün güç kaybediyoruz. Artık, İstanbul’daki varlığımızı cümle aleme ilan ettiğimiz, “Büyük Samsun Buluşmaları” dahi yapılamıyor. Korkarım ki, bu gidişle ortada çekişecek bir şey kalmayacak…
İstanbul Samsunluları, 1975 yılında ilk Samsun hemşeri derneğini Kartal-Cevizli’de kurmuştu. Doksanlı yıllarda birlik olma çalışmaları ile öne çıkılmış ve2004 yılı sonunda ilk federasyonumuz SADEF’i kuruncaya kadar çok önemli çalışmalara imza atmıştık. Benim de içinde olduğum o dönemi kurgulayan, yaşayan, yaşatan herkese sonsuz teşekkürler. Bugün İstanbul’da bir Samsun etkisi varsa, işte o günlerin çok önemli katkısı var.
Fatih ya da Ak Şemsettin olmak…
20 Ekim 2024 tarihinde, Samkon-Samsun Sivil Toplum Kuruluşları Konfederasyonu, olağan kongre kararı almış bulunmaktadır. Çıkan adaylar, projeler yerine çekişme konuları ile ön alıyor. Samsun camiasının gayet iyi tanıdığı bu adaylar, aynı zamanda İstanbul Samsunlularının göz bebeği, uç beyleri konumunda bulunuyor. Hem kendilerini ve hem de Samsunluları daha fazla yıpratmamalarını tavsiye ediyorum. Yapılacak tek şey mevcut , etkili dernek başkanlarından birisini ortak karar ve istişare ile belirleyip birlik beraberlik içerisinde yola devam etmektir. İlla Fatih olmak gerekmiyor; Fatihleri yetiştiren Ak Şemsettin olmak da güzeldir…
Herkes aday olsun. Kim kazanırsa kazansın, kazanan Samsunlular olur. …gibi beylik laflar artık bir anlam ifade etmiyor. Her zaman kaybediyoruz ve kaybeden hep Samsunlular oluyor. Birilerinin egosu için, bu insanların bir defa daha kaybetmeye tahammülü yok. Anlamsız çekişmeler, İnsanları her geçen gün soğutuyor ve kopuyorlar. Bu işin tek çıkar tarafı var. İstişare ederek tek aday üzerinde anlaşmaktır. Bu konuda, Bursa Samsunluları çok güzel bir örneğe imza atmıştır. Savaş Otruş ve Temel Erkol başkanları tebrik ediyorum…
Biz olmalı ve biz diyebilmeliyiz…
Bir başka konu, dernekler, federasyonlar, konfederasyon derken; bir de baktık ki, derneklerde üye, federasyonlarda – konfederasyonda dernek yok. Üyesi olmayan dernek ve derneklerden oluşmayan federasyon ve konfederasyon ancak tabelada yer alabilir. Birilerine kartvizit olabilir. Ama, ne bir etkinliği ve ne de bir gücü olur. Maalesef, gelinen noktada Samsun STK’ları bu duruma düşmüş, düşürülmüştür. Verilen bunca emeğe yazık edilmektedir. İlla ben, demekle işler yürümüyor. Biz olmalı ve biz diyebilmeliyiz.
Öyle büyük büyük isimler kullanıp, ortalıkta dolaşmanın bir önemi yok. Taş bulunduğu yerde ağırdır. Her ne kadar davulun sesi uzaktan hoş gelse de boştur. Özellikle, İstanbul dahilinde etkinliğimizi, etkimizi arttırmak zorundayız. İstanbul’u hedef alan, İstanbul genelinde çok daha fazla ses getirmek ve etkinlikler yapmak zorundayız. Gücümüzü, enerjimizi başka yerlerde harcamak yanlış bir strateji olur. Evet, Samsun ve Samsunluluk bizim mayamızdır. Ancak, bizler İstanbul Samsunlularıyız; gücümüzü, etkinliğimizi, etkimizi İstanbul’da göstermeliyiz…