Roman ve dizi kahramanlarının isimlerinin çoğu zaman, kedi ve köpeklere verildiğini görüyoruz. Fahriye de Peyami Safa’nın aynı isimli romanın kahramanlarından. Neriman’ın en yakın arkadaşı, dizide her ikisini de izledik. Macit ve Neriman; Fatih Harbiye roman ve dizisinin kahramanları. Bu kahramanlarla beraber birçoğu, bizim bahçedeki kedilerin isimleri. Roman ve dizi film kahramanları, bizim kedilerin isimleri olarak yaşıyor. Kedi deyip geçmeyelim onların da bir canları ve hayatları var. Hele Fahriye bir başka… Sanki, insanın kedi hali gibi… Fahriye, oyunlarıyla ilgiyi üzerine çekiyor ve kendini herkese sevdiriyor. Neşemiz, dostumuz, arkadaşımız Fahriye; seni çok seviyoruz. İyi ki varsın ve bizim bahçemizdesin…
Macit, Neriman, Şanslı, Şapşık, Benjamin ve diğerleri… Bu kedileri diğerlerinden farklı kılan, isimlerinin yanı sıra çok özel bir ortamda yaşıyor olmalarıdır. İnsanlar her yerde var ve yaşıyorlar, ancak; insanlık, yardımseverlik başka bir şeydir. İnsanlık yoksa; demokrasinin, adaletin, diğer değerlerin bir anlamı olmuyor. İnsanlık, insanların birbirlerine gösterdiği saygı, sevgi, bütün kuralların ötesinde; hayvanlara gösterilen sevgi ve ilgi ile de ölçülüyor. Kedilerin, gönlünce yaşadığı, isimlerinin olduğu, aileden birileri olarak görüldüğü Beykoz-Yalıköy’den, Seyrek Selviler Sokak’tan bir yaşanmışlığı anlatmak, paylaşmak istiyorum…
Doğal Film Platosu, Dünyanın en güzel yeri …
Yalıköy, Beykoz- Merkez Mahalleye bitişik İstanbul Boğazı’nı en güzel, en geniş açıdan gören yerin adıdır. 400 yılı aşkın bir süredir iskan ediliyor ve köklü ailelerin yaşadığı istisnai bir yerdir. Komşuluk ilişkileri çok canlıdır. Mahallede hemen hemen herkes birbirini tanıyor, biliyor. Denize doğru eğimli sokaklar, kilit taşları ile örülü; Osmanlı döneminin izlerini taşıyor. 100-200, hatta daha öncesinin İstanbul’u gibi. Bahçelerden, hanım elleri, mor sümbüller, güller, akşam sefaları, çeşit çeşit çiçekler sarkıyor. İncir, üzüm ve erik gibi meyveler ayrı renk katıyor. Başta martı sesleri olmak üzere, kuş sesleri ile gemilerin süzülüşlerinin yankılandığı sessizliğin, sakinliğin zirvesi… Bütün bu özellikleri ile doğal film platosu olarak öne çıkıyor ve bu amaçla da kullanılıyor.
1800’lü yılların sonuna doğru Osmanlı Paşalarının sahilden başlayarak, sırtlara doğru; yalılar, yol yalıları, göz yalıları, av köşkleri yaptırdıkları bir yer. En ünlüsü, sahildeki 1800’lü yılların sonuna doğru inşa edilen Ahmet Mithat Efendi yalısı. Ahmet Mithat Efendi, 1800’lü yılların ikinci yarısına damga vurmuş bir edebiyatçı, yazar. Kendisine yabancılar dünyanın en güzel yeri neresidir diye sormuş, o da; “Beykoz Yalıköy, benim yalının olduğu yer” diye cevap vermiş.
Kedilerin Vakıf Annesi, Ayşen hanım…
Bizim bahçeyi, 100 yılı aşkın bir zamandır ayakta duran ve bir kısmı restore edilen binalar, çevreliyor. Ortada geniş bir mekan var ve kediler burada rahatlıkla dolaşabiliyorlar. Kedileri; bakan, yediren onlara adeta bir anne şevkati ile ilgi gösteren kişi, kahramanımız Ayşen hanımdır. Ne kediler ve ne de köpekler sokaklarda sahipsiz kalmamalı. Ayşen hanım, kendisini kedilere vakfetmiş ve onların annesi gibi davranıyor. Bir yere gitse çocukları gibi, kedilerde koşup gidiyorlar. Kedilerin yeme saatleri var ve hangisinin ne yediği hepsi bellidir. Kedilerden arta kalanları, bahçenin diğer müdavimleri; kargalar, martılar ve diğer kuşlar yiyor. Arada sırada sansarların da kendisini gösterdiği oluyor. Ayşen hanıma; sağlık, afiyet, güç, kuvvet diliyor ve Ayşen hanımların sayılarının da artmasını temenni ediyoruz…
Bu güzide mekan; kedilerimize isim olan kahramanların canlandırdığı, birbirinden güzel dizilere de ev sahipliği yapmıştır, yapıyor. Kadir Doğulu ve Neslihan Atagül’ün oynadığı Fatih- Harbiye Dizisi, Erdal Beşikçioğlu ve Gökçe Bahadır’ın oynadığı Adı Efsane Dizisi, Devrim Özkan ve Kadir Doğulu’nun oynadığı Vuslat Dizisi, Nejat İşler ve Şevval Sam’ın oynadığı Gülbeyaz Dizisi burada çekilen başlıca dizilerdir…