Çok ağır bir depremle yüzleştik. Aslında, beklenen bir şeydi. Yalnızca zamanı ve şiddeti bilinmiyordu. Uzmanların açıkladıklarından; aynı anda iki büyük ana depremin üst üste gerçekleşmesi, dünyada bir ilk olarak görülüyor. Hasarın çok yüksek olması, birinci depremde hasar alan binaların, ikinci depremde tamamen yıkılmasından kaynaklandı. Neticede, çok ağır bir bilançoyla karşılaştık.
Şimdi suçlu arıyoruz. Suçlu kim veya kimler? Lafi hiç dolandırmaya, uzatmaya, sağa sola çekmeye, çevirmeye gerek yok . Suçlu hepimiziz. Dere yatağına, jeolojik sakıncalı alanlara bina yapanlar, yaptıranlar suçsuz mu? Mekanı büyütmek için kolon kesen, duvar yıkan, kaçak kat ilave eden vatandaş suçsuz mu? Zemini; bina yapımına uygun olmayan yerleri imara açan belediyeler, rant peşinde koşan müteahhitler suçsuz mu? Oy devşirme derdinde olan siyasiler, menfaatine dokununca siyasileri destek vermemekle tehdit eden seçmenler suçsuz mu? Say say bitmez. Gelinen sonuç, izaha gerek kalmayacak şekilde acık ve ortadadır.
Geleceğimiz için…
Ölenlere Allah (cc) rahmet eylesin. Yaralılara acil şifalar diliyorum. Ancak, şimdi kalanların yerleştirilmesi, binaların şehirlerin yeniden inşası en önemli işimiz olacaktır. Mutlaka, mevcut yerleşim yerlerinde bazı çalışmalar yapılacaktır. Eskisi kadar olmasa dahi, düşük yoğunlukta da olsa, yine bu bölgeler yerleşim yeri olarak kullanılacaktır. Tarihi binalar restore edilecek, ayakta kalan sağlam binalar ve hafif hasarlı güçlendirilecek binalar iskan edilmeye devam edilecektir.
Esas önemli, yeni yerleşim yerlerinin kurulması olacaktır. Deprem bölgesinde fay hatlarından uzak,daha sağlam zeminlerde belli yerleşimler yapılmalıdır ve yapılacaktır. Ancak, genel olarak deprem bölgesi olan Türkiye’de; az da olsa deprem riski çok daha düşük olan, bölgelere doğru bir nüfus planlaması yapmak, geleceğimiz için hayati önem taşımaktadır. Türkiye’de 5. Derece deprem bölgesi; yalnızca Aksaray ilimizden, Karaman ilimizi kapsayıp Mersin ilimizin Bozyazı, Aydıncık ve Gülnar ilçelerini içine alarak Akdeniz’e uzanan bölgemizdir.
Stratejik yapılanmalar…
Bu bölgede; Konya Ereğli acilen il yapılmalı ve Akdeniz sahilinde yer alan Mersin Bozyazı ve Aydıncık ilçeleri arasındaki, Tekeli kasabası merkez olmak üzere,Anamur ve Gülnar ilçeleri ile beraber yeni bir il oluşturulmalıdır. Yine Türkiye’de 4. Derece deprem bölgesinde yer alan Edirne’nin kuzeyindeki Lalapaşa ve Kırklareli Kofçaz, Demirköy ilçelerinin bulunduğu bölge de yeni bir il olarak konuşlandırılmalıdır. Urfa Ceylanpınar ve Gaziantep Karkamış ağırlık verilecek diğer 4. derece deprem bölgeleridir.
Karadeniz sahil bölgesi genelde 3., 4. derece deprem bölgesi olmakla beraber heyelan ve seller risk oluşturmaktadır. Daha önce en güvenli bölgeler olarak tespit edilip; nükleer santraller yapımı için adı geçen, Sinop ve Kırklareli İğneada ve de nükleer santral inşası devam eden, Mersin Akkuyu, Devletin ne denli stratejik adımlar attığının çok önemli bir yansımasıdır. Dolayısıyla, belirttiğimiz yapılanmalarla; hem yoğunlukla arama kurtarma ekiplerinin konuşlanması, hem askeri ve stratejik yapılanmaların yer alması çok çok önemli olacaktır.
Remzi Kozal/Mimar-Ekonomist/TMMBP-Tüm Mühendisler ve Mimarlar Birliği Platformu Gnl Başkanı