Deprem en fazlan, insan eliyle doğada yapılan binalara ve o binalarda, şehirlerde yaşayan insanlara zarar verdi. Hem binaların, şehirlerin ve hem de insanların acil yenilenmeye ve yeniden normal hayata dönmeye ihtiyaçları var.
Binaların yenilenmesini mimarlar ve mühendislergerçekleştiriyor. Deprem bölgesinde yoğun bir çalışma yapıyorlar. Deprem bölgeleri, adeta ana-baba günü gibi… Yer yer arama-kurtarma çalışmaları devam ederken, bir yandan da; iş makineleri, enkaz kaldırma çalışmaları yürütüyor.
İnsanların tekrar normal hayata dönmesi ise, biz psikologların önemli görevlerinden birisidir
Olabildiğince yanlarında olmak, destek vermek çok önemlioluyor.
Bu nedenler çiçeği burnunda bir psikolog olarak depremin ilk gününden bu yana Hatay bölgesinde bulunuyorum.
İlk günlerde enkaz kaldırmaya, canlı bir kişiye ulaşma çalışmalarına katıldım.
Daha sonra, hem depremzedelere ve hem de yardıma gelen insanlara, hatta sağlık mensuplarına psikolojik destek vermeye çalışıyorum. Normal zamanlarda karşılaşılması mümkün olmayan sayısız ilginç olayları, sıradan olaylar gibi yaşamaya başladık.
Bir minibüse bindik, içinde bir şeyler sarılı battaniyeler vardı. Bunlar ne diye sorduk? Sıradan bir şekilde, “ceset diye” cevap verdiler. Biz de hiç yadırgamadan oturup, gideceğimiz yere gittik.
Herkes gördüğüne; şu var mı, bu var mı, diyor? Varsa alıyor. Ayni şekilde, varsa veriyor. Para kesinlikle kullanılmıyor. İnsanlık her şeyin önüne geçmiş. İşler genelde böyle yürüyor.
Deprem korkusuyla, yolun kenarında uyku tulumuna girip, battaniyelere sarılıp yatan bir gurup vardı. Biraz sonra bir başka gurup geldi ve onların battaniyelere sarılıp yol kenarına bırakılmış cesetler olduklarını düşünerek, onlar için dua etmeye başladılar.
Deprem insanları Allaha, ibadete yaklaştırıyor. Herkes devamlı zikrediyor. İnanılmaz şekilde bir teslimiyet var.
Yabancı yardım kuruluşları, madenciler, inşaat işini bilenler, eğitimli Afad elemanları çok önemli kurtarışlar yaparken; eğitimi ve techizatı olmayan kişilerin çok fazla faydası olamadı.
En son Hatay Defne ve Samandağı’nda yaşanan depremler öncesinde, yaşlı bir çift hasarlı evlerine girmek ve orada yaşamak istiyorlardı. Biz ekiple birlikte onları ikna ederek çadır kente yerleşmelerini sağladık. Sonra o girmek istedikleri hasarlı evin yıkıldığı gördük.
Psikolog Meliha Aysun Kozal