Peki ne yapmalıyız?
Panik yok! Sene 2008 idi. Başa çıkamadığım beni sürekli hasta eden, yüreğim ağzıma geliyor dediğim sorunlarım vardı. Neden herşey sakin, sorunsuz gitmiyor diye sorardı iç sesim. Cevap bulamazdım.
Yaşım daha 26’idi. İş verenim Ayşe adında bir bayandı. Annem ile aynı yaşta olup çokta severdi. Bir hayli emegide vardır üstümde. Bu halime çok üzüldüğü için Almanya’dan yaşam koçu olan arkadaşı Rainer’a anlatmıştı beni ve Rainer gelip bana eğitimler vermeye başlamıştı.
Rainer dediki; “hayat hep sakin sorunsuz olsaydı, hiçbir anlamı kazanımı olmazdı. Sıkılırdık.
Hayat bazen iniş yokuşlu olacakki yeni tecrübeler edinelim ve heyecan enerjimiz düşmesin. Düşünsene kalbin atmasa yaşar mısın? Hayır.. Sürekli durup yeniden atıyor. Bu yaşam belirtisidir. Hayatta böyle.”
“Şimdi şunu düşün; stres olunca kalbimiz daha hızlı atar, ritim bozukluğu olur. Deprem çizgileri gibi. O an sağlığımız için stresi aza çekip sakinleşmemiz gerekir. Şimdi korkularını yen ve sorun neyse onun üstüne git, hayatını normale çevir!”
Günümüze gelince hayatımız hayalimizdeki gibi çok rahat, güllük gülistan olsaydı heyecanı, anlamı olmazdı. Evet yeterince de stresli bir hayatımız var ve şuan Covid19 ile iyice alt üst olduk. Eminim çoğumuzun kalp ritmi kötü haberleri duyunca sık sık deprem çizgileri gibi oluyordur.
Şuan sağlığımız için stresi aza indirmeniz şart. Tüm korunma önlemlerimizi alıp, bir haftalık yetecek kadar ihtiyacımızı sağlayıp, evdeki mutluluğu düzene koyup, evde kalmaya devam etmeliyiz.
Yeşim SARITAŞ