Geçmiş yıllarda bir paylaşım okumuştum.
Hançer gibi yüreğime saplanmıştı.
Bir Suriyeli şöyle anlatıyordu;
“Biz Suriye’de iken,birbirimizle asla diyalog kurmaz konuşmazdık.
Her gurup kendi yandaşlarıyla muhabbet ederdi.
Herkes karşı guruplara ağır ithamlarda bulunurdu.
Kafirlikle suçlardi.Mezhebine hakaret ederdi.Siyasi görüşüne söverdi.
Velhasıl birbirimize düşman gibiydik.
Birbirimize tahammül edemezdik.Hoşgörülü davranamazdık.
Düşman geldi.Evimizi ocagimızı yıktı.
Bağımızı bahçemizi,vatanımızı terkettik.
Tecavuzler,katliamlar yaşadik.Bir lokma ekmege muhtac kaldık.
Herbirimiz başka bir ülkeye sığındık.
Şimdi,birbirimizi düşman gibi gördüğümüz,bir tebessümü,bir selami bile paylasamadığimız o kardeşlerimizle,Gaziantep çöplüğünde bir araya geliyor,dertleşiyoruz.kucaklaşiyoruz.Çöplükte bulduğumuz ekmekleri paylaşıyoruz.
Kardeşliğinizin kıymetini bilin.”
Güzel ülkemin insanlarına bakiyorum;
Parti parti bölünmüşüz.
Yetmemiş,Ayni partililer olarak da üçe beşe bölünmüşüz.
“Müminin,kardeşinin yüzüne çatık kaşla bakması haramdır.”diyen bir peygamberin ümmeti olduğumuz halde,birbirimize karşı akıl almaz,vicdan kabul etmez iftiralar,suçlamalar yöneltiyoruz.
Ne Ataturk düşmanlığımız kalıyor,ne cumhuriyet düşmanlığınız.
Ne dinsizligimiz kalıyor,ne vatan hainliğimiz..
Mezhep tassubu,etnik ayrıştırmalar,ideolojik kavgalar…
Maşallah,çatışmada,kavgada kimse kimseden geri kalmıyor.
Afrikaliyla oturup konuşuyoruz.
Amerikalılarla,İngiliz,Rusla oturup konuşuyoruz.
Alman’la ,Çin’liyle oturup konuşuyoruz.
Ama birbirimizle asla insanca diyalog kuramıyoruz.
Abd,72 milleti bir araya getirip tek millet yapmış.
Abd vatandaşı olma şuurunda hepsi kardeş olmuş.
Biz,bir milletin çocukları 172 parçaya bolünmüşüz.
Birbirimize düşmanlık yapıyoruz.
İçinde bulunduğumuz durum,akılla,mantıkla,iz’anla, vicdanla anlatılabilir mi?
Ben haklıyım,o haksız.
Ben doğruyum,o yanlış..
Ben vatanseverim,o hain!!!…
Hayır kardeşim,hepimiz suçluyuz!
Eğer bu yok oluşa doğru gidişe bir dur demezsek,insan gibi oturup,birbirimizle konuşup, anlaşamazsak,mutluluğumuzu,acı ve sevinçlerimizi paylaşıp bölüşemezsek,sonumuz felakettir.
İşte o zaman Suriyeli ve Iraklı kardeşlerimiz gibi,kimbilir hangi çöp bidonunun başında,ya da hangi mezarlığın çevresinde oturup birbirimizin gözyaşlarını silemek zorunda kalırız.
Onlar bizden daha şanslı,biliyor musunuz…
Dar zamanda sıgınacaklari bir kardeş ülkeleri vardı,buraya geldiler.
Bizim gidecek yerimiz de yok.
Çünkü cevremizdeki tüm kardeş ülkeler de gitti birer birer.
Artık,akıllı,ferasetli,basiretli olmak,cevremizde olup bitenlerden ders çıkarmak zorundayız.
Gün,bu gündür.
Herkes birbirini,olduğu gibi sevmenin yollarını arasın ve bulsun..
Yoksa,Akifin dediği gibi;
…Bir de ,çıkarsın ki sabaha,
Ortada ne vatan kalmış,ne de bir vaha..”