Beyin göçü kavramı, uzun yıllardır toplumsal litaratüre girmiş durumda. Genel hatlarıyla beyin göçü, eğitilmiş insan gücünün, mevcut ülke şartlarını yeterli görmeyerek, beklentisini karşılayacak şartlara sahip başka ülkelere gitmesidir.
Özellikle bilim insanlarının araştırmalarına yeterli finans ve teknolojik kaynak bulamaması durumunda, ülkesinde uygun kadro ve yeterli maaş verilmemesi ve hatta amir memur kıskançlıkları sebepleriyle beyin göçleri yaşanmaktadır.
Son 15 yılda beyin göçünde anlamlı bir azalma gözlemlense de yine de beyin göçü yaşanıyor.
“Göç alan ülkeler büyük bir kazanç sağlıyor”
Göç alan ülkeler, dünyanın her yerinden en yetenekli, en bilgili, en yaratıcı insanları en verimli çağlarında kendi ülkesine transfer ediyor.
Göç alan ülkeler, insan yetiştirmenin hiç bir külfetine katlanmaksızın, kendilerine transfer ettikleri beyinlerin tüm nimetlerinden faydalanıyor.
Dünyada en fazla beyin göçü alan ülkeler; ABD, Kanada, Avustralya, İngiltere, Almanya, Fransa, İspanya, İsviçre, Hollanda ve İsveç’tir.
Avrupa’nın küçük ülkelerinden Hollanda bile özellikle savunma sanayinde çalışan mühendisleri, cazip tekliflerle kendisine çekmeye devam ediyor. Özellikle savunma sanayiinde çalışan Türk mühendislerine de benzer teklifler geliyor.
Hollanda, yabancı beyinler sayesinde ürettiği ileri teknolojiler sayesinde büyük kazançlar elde ediyor.
Beyin göçüne dur demeliyiz.
Özellikle üniversiteyi bitiren gençlerimiz, yüksek lisans veya doktora eğitimi için yabancı ülkelere gidiyorlar. Doktorasını tamamladıktan sonra cazip teklif alıyor, bol dolarlı maaşlarla o ülkede kalıyor. Tüm bilgi, tecrübe ve enerjisini gittiği ülkenin hizmetine sunuyor.
Bir öğrencinin okul öncesi eğitiminden üniversiteye kadar öğrenim maliyetini hesapladığımızda çok para eder. Nitelikli insanları yetiştirmek için onca para ve zaman harcıyoruz.
Beyinlerimiz yabancı ülkelere göç ettiğinde, harcadığımız onca para ve kaybettiğimiz onca zaman boşa gidiyor. Ülkemize bir faydası dokunmuyor. Beyinlerimizin faydası, gittiği ülkeye oluyor. Anadolu tabiriyle yemi bizde yiyor ama yumurtayı başka kümese yapıyorlar.
Beyinlerimizi uygun yerlerde değerlendirmeliyiz.
Özellikle yurt dışında doktorasını tamamlayıp kendilerine yapılan bol dolarlı maaşı elinin tersiyle çeviren çocuklarımızın bir kısmı, ülkelerine döndüğünde yeterli ilgiyi görememektedir, uygun kadroya atanamamaktadır. Uzay bilimlerinde eğitim alan ve Amerika’da NASA’da çok önemli projelerde görev yapan gencimiz, ülkemize döndüğünde uzay bilimleri alanında kadro bulamaz da makine mühendisliğinde çalıştırılırsa bu da ülkemiz için kayıp olmaz mı?
Beyinlerimiz, kamu diplomasisi çalışması yaparak hizmet edebilirler
Yurtdışında akademik çalışmasını tamamlayanların hepsinin dönmesini beklemiyorum. Bir kısmı yabancı ülkelerde kalabilir. Bir kısmının yurtdışında kalmasında yarar da vardır. Kamu diplomasi çalışması yaparak Türkiye’ ye yararlı işler yapabilir.
Elin adamları, yabancı beyinlerden istifa etmesini iyi biliyor.
İngiltere’de, 1988 yılında 6 ay süreyle öğretmen eğitimi (hizmet içi) konusunda staj yaptığım dönemde yaşadığım bir anımı sizinle paylaşmak istiyorum.
Sınıfımızda; Alman, Fransız, Norveç, İspanyol, İtalyan, Yunan, Japon, Jamaika, Suudi Arabistan, Filistin, Malezya, Sudan ve Tunuslu olmak üzere toplam 14 kişi bulunuyorduk. Ben eğitimci, Alman ve Fransız diplomat, Sudanlı kurmay subay, Suudi Arabistanlı, zamanın eğitim bakanının oğlu Suud ailesi mensubu ziraatçı, Japon ve Filistinli bilgisayar mühendisi, diğerleri ekonomist ve işletmeciydiler.
Dersimize giren İngiliz Prof. bir gün sınıfa bir harita getirdi. Afrika kıtası ve Afrika’nın güney uçlarında Güney Afrika’nın kuzeyinde bir ülkenin üzerine parmağını sabitledi. “Bu ülkenin adı Botswana” dedi. Bu ülkenin adını ilk defa duyuyordum. Botswana isimli bir ülkenin coğrafi özelliklerini, iklimini, jeopolitik durumunu, yer altı ve üstü kaynaklarını, nüfusunu, yaşadığı problemleri vb. verileri verdi. “Şimdi bu ülkenin 5 yıllık kalkınma planını hazırlayın” dedi. Yabancı öğrencileri olarak kendi aramızda görev bölümü yaptık.
Tek eğitimci ben olduğumdan kalkınma planındaki eğitim başlığını hazırlama görevini ben aldım. Diplomat kökenli arkadaşlar Bostwana’nın uluslararası ilişkilerini, mühendis kökenli arkadaşlar sanayi kalkınmasını, kurmay subay olan arkadaş savunma sanayi ve savunma alanındaki stratejik planını, işletme-iktisat kökenli arkadaşlar ticari kalkınmasını hazırlama görevlerini aldılar. Önce bireysel çalıştık sonra ortak beyin fırtınası gerçekleştirdik. Ortak akıl ve ortak çaba ile Botswana’nın 5 yıllık kalkınma planını hazırladık.
İngilizler, yabancı ülkelerden gelen binlerce kursiyerlerin fikir, öneri, bilgi ve becerileriyle, başka bir ülkenin kalkınma planını hazırlıyor. Yabancı beyinlerden faydalanıyor. Ülkesine gelen beyinlerden istifade etmesini gayet iyi biliyor.
Beyinlerimize ve tecrübelere sahip çıkalım
Ülkemizde öğrenim gören yabancı öğrencilerinden, yabancı ülkelerde eğitimini tamamlayan beyinlerinden ve yurtdışı tecrübesine sahip kadrolarımızdan faydalanmasını bilelim.
Türkiye’yi daha güçlü, vatandaşlarımızı daha mutlu ve huzurlu yapmak istiyorsak;
Beyin göçüne dur demeliyiz. Genç beyinleri ve tecrübeleri, ülkemizde hizmet yarışına katmalıyız.
Üstün yetenekli beyinlerimize ve tecrübelilerimize sahip çıkılacağına, onların bilgi, enerji ve tecrübelerinin ülkemiz hizmetine sunulmasında öncelik verileceğine inanıyorum.
İnsanlarımız, iyi şeyleri hak ediyor.