Basın Yayın Gazeteciler Cemiyeti Genel Başkanı Yavuz Kaya, Büyük Birlik Partisi’nin Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının 13. yıl dönümü dolayısıyla anma mesajı yayımladı.
Başkan Kaya Muhsin Yazıcıoğlu’na olan özlemini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Milletvekili Genel Seçimlerine hazırlanıyor.
KAYALAR Ajans’ta Buluşuyoruz.
Geldiğinde; dönemin milletvekilleri ve Bakanları ile karşılaşıyor.
Aralarında Devlet Bakanlarından rahmetli Mustafa Taşar, Rahmetli Cengiz Tuncer ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU da var.
Eski dostlar Sarılıp kucaklaşıyorlar.
Birbirlerine başarı diliyorlar.
Muhsin başkanı önce tanıyamadık!
Çok zayıflamıştı.
Dile kolay; 12 Eylül’ün mezalimi Ülkücülerin üzerinden tanklarla geçmiş, Türk Milliyetçiliğini anarşist ilan etmiş, itibarsızlaştırmış ve hallaç pamuğu gibi dağıtmıştı…
Tam 7,5 yıl hapishanede, hem de 5,5 yılı hücrede yatırılmış ve BERAAT etmiş bir gençlik liderinin, halinin tarifi mümkün değildi elbette..!
Uğruna ömrünü adadığı Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından !
işkencelere tabi tutulup, hain ! muamelesi görmek belli ki bütün gençler gibi onu da derinden yaralamış ve perişan etmişti !
Çok zayıflamış, şakak kemikleri çıkmış, yorgun bir delikanlıydı gördüğümüz…
Devam eden zamanlarda ise, Muhsin Başkan; dostluğunu hiç bir zaman unutmamış ve her zaman vefasıyla bizleri mahcup etmiştir..
Bütün yoğun programlarına rağmen; ziyaretlerini hiç aksatmadı. Hep eski günleri yad ettik. Ülke meselelerini konuştuk.
Beraat eden Ülkücülerin devletten tazminat talepleri için;
“Biz; TÜRK MİLLİYETÇİSİYİZ. KESİNLİKLE DEVLETİMİZİ DAVA EDEMEYİZ ! ” sözünü hala saygıyla ve heyecanla hatırlarım…*
Bugün, ülke siyaseti;
Bölücü hainlerin hiç sevmediği Muhsin Başkan’ın yokluğunu derinden hissetmektedir.
*Uçak ve Helikopterlerimizin; UÇUŞ KODLARI hangi HAİNLERİN elindeyse!, hepsini lanetliyor, ve ülkemize hizmet yolunda bu toprağa düşmüş bütün şehitlerimizi saygıyla ve rahmetle yad ediyorum.*
HATIRALAR İZ BIRAKIR
Muhsin Başkan’ın güvene dayalı dostluğu vardı.
Sözünün eri, emin konuşan, emanete hıyanet etmeyen yiğit bir Türk genciydi.
Bu zaten Müslüman Türk’ün en önemli özelliğidir. Müslümanlıkla münafıklık arasındaki farkı burada görebilmekteyiz. Muhsin Başkan asla yalan söylemeyen bir liderdi.
TBMM e. Başkanı Bülent Arınç, Muhsin başkanı: ”Allah ömür verse de bugünlere gelse idi, bugünkü iktidarı da hizaya sokabilecek güçte idi, düşüncesi ve ikazı ile… Çünkü hepimiz ona çok inanırdık. Çok güçlü bir siyasetçiydi”, diye tarif etmektedir.
Türk gençliğinin okuması, ilim ve irfan sahibi olması ve vatanına hizmet etmesi gerektiği düşüncesine sahip olan Yazıcıoğlu, henüz 20’li yaşlarında dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e mektup yazarak, “Eller silah değil, kalem tutmalı.” Diyebilecek ufka sahip bir gençlik lideriydi.
Yazıcıoğlu, 1980 askeri darbe öncesi dönemin Ülkü Ocakları Genel Başkanı olarak gençliğin sürüklendiği kaos ve kardeş kavgasını gören bir siyasi ferasetin de sahibiydi. 1980 askeri darbesi, birçok kişi gibi Yazıcıoğlu için de dönüm noktası oldu.
Yazıcıoğlu, “MHP ve ülkücü kuruluşlar davası” sanığı olarak yargılandı ve 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl Mamak Cezaevi’nde kaldı.
Muhsin Başkan; dava sonunda, herhangi ceza almadı ve 7,5 yıllık yıkıcı esaretin sonunda beraat etti.
Milletini ve devletini “aşk” derecesinde seven Muhsin Yazıcıoğlu, darbe döneminde tüm yaşadıklarına rağmen; Avrupa Birliği İnsan Hakları gözlemcilerinin “İşkence yapılıp yapılmadığını” sorması üzerine “TÜRK DEVLETİNİ SİZE ŞİKAYET ETMEM” diyerek yaşadıklarını tamamen sineye çeken ve Milliyetçilik misyonunu belgeleyen ve devletine ölüm pahasına bile küsmeyen bir liderdir.
1991 Milletvekili Genel Seçimlerine, Sivas Milletvekili adayı olarak katılmış ve yine milletine hizmet için siyasete kaldığı yerden devam etmiştir.
Lider kolay yetişmiyor.
Siyasi partilerin her birisinde genel başkan vardır. Ancak; Her genel başkan lider değildir. Liderlik çok özel meziyetler isteyen bir konumdur. Çok az yetişir. Son dönemdeki siyasi parti genel başkanlarını incelediğimizde, maalesef içlerinde lider çok azdır.
SELAM DURMAM !
28 Şubat darbesine karşı duran liderlerden biri olan Muhsin Yazıcıoğlu’nun söylediği “Ordu gözbebeğimizdir ancak namlusunu millete çevirmiş tanka selam durmam.” sözü, o dönem ve sonrasında darbelere karşı adeta simge haline geldi.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun “Bir saniyesine bile hükmedemediğimiz bir dünya için, bu kadar fırıldak olmaya gerek yok.”, “Firavun’a karşı çıkmak yetmez, Musa’nın yanında olmak gerekir.”, “Ben devlete, millete kurşun sıkanlara değil, ‘Ben okumak istiyorum’ diyenlere af istiyorum.” ve
“Kan dökmeyi seven bir millet değiliz ancak söz konusu vatan ise dünyanın şah damarını keseriz” sözleri de siyasete damga vurdu.
ÜLKEMİZ KAYBETTİ, MİLLETİMİZ KAYBETTİ
Planlanmış bir suikastle şehit edilerek siyaset arenasından uzaklaştırılan Muhsin Başkan’ın katillerinin, bu güne kadar bulunamaması ne kadar üzücüyse, misyonunun devam ettiğini görmek ise; ülke siyaseti açısından o kadar sevindirici bir durumdur.
Türk Milleti, Vatan hainlerinin hiç sevmediği, Muhsin Başkan’ı çok aramaktadır. Siyaset arenamız öksüz kalmıştır.
Türk Milleti özgüven rahatlığı içerisinde değerlerini kaybetmemeli ve yetişmiş evlatlarını korumasını mutlaka bilmelidir.
KENETLENMEK VE LİDER ÜLKE OLMAK, MİLLİ ÜLKÜMÜZ VE MECBURİYETİMİZDİR.
Muhsin Başkan’ın en büyük arzusu:
Lider olmak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bölünmez bütünlüğü içerisinde ülkemizi güçlü ve mutlu görmekti.”