Azmin ve Şefkatin Adı: Özlem TEKE

Sinop’un bağrından kopup İstanbul’un dinamik temposunda şekillenen bir başarı hikayesi…

Özlem Teke, genç yaşta siyasete atılarak cesaretini ortaya koymuş, sivil toplum çalışmalarıyla yüzlerce insana dokunmuş ve profesyonel iş dünyasında güçlü bir kariyer inşa etmiş bir isim.

Sinop Boyabatlı bir ailenin evladı olarak başladığı yolculuk, onu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde en genç meclis üyelerinden biri olmaktan uluslararası projelerde liderlik yapmaya kadar taşımış.

Hemşerilik bilincini her fırsatta genç kuşaklara aktarmayı hedefleyen Teke, yaşamındaki her sorumluluğu içtenlikle sahiplenerek azimle çalışmaya devam ediyor.

Özlem Teke’nin ilham veren bu hikayesi, mücadele azmi, topluma dokunuşları ve hayata kattığı değerlerle daha yakından tanınmayı hak ediyor.

Kimdir Özlem Teke ?

Sinop’un evladı, Boyabatlı bir kardeşiniz.
Boyabatlı bir ailenin ilk çocuğu olarak İstanbul’da doğdum.

İlk ve Orta öğrenimimi burada tamamladım. Genç yaşımda iş hayatına atıldım.

Bir yandan Üniversite hazırlıkları yaparken, diğer yandan da ayaklarımın üstünde
durmaya çabaladım.

İşletme Fakültesini bitirdiğim dönemde, mesleğimle ilgili pek çok çalışma pratiği de yapmış oldum.

Muhasebe Denetimi alanında İstanbul Ticaret Üniversitesinde Yüksek Lisansımı
tamamladım.

Bu süre içinde de Ak Partiden en genç yaşta İstanbul Büyükşehir
Belediyesi Meclis Üyesi seçildim.

Siyasi hayatınıza özel bir parantez açalım?
Aslında bizim oralarda siyaset Kadınların yapacağı bir iş değildir.

Erkeklere özgü bir uğraş, erkekler için bir hedeftir siyaset.

Bir kadının, genç bir kızın bir yandan okuluna giderken, diğer yandan da İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Meclis
üyeliği yapması, hayatın akışında çok da normal bir durum değildi.

İnsanlar nasıl tepki veriyor du?
Yani ilk tanışmada insanların yüzlerindeki şaşkınlık…! ve Acaba!
duygusunu görüyorsunuz.

Yirmili yaşlarında Sinop Boyabatlı bir kız, bir taraftan üniversitede master yapıyor,
diğer yandan STK’larda aktif görev alıyor.

Bir yandan da yeni kurulmuş olan
Sultangazi Belediyesinden meclis üyesi seçilmiş. İBB Meclisinde Divan Katipliği
yapıyor.

Rahmetli Kadir Topbaş başkanın yanında oturuyorum. “..aaa ben sizi TV de gördüm,
Kadir beyin yanında oturuyordunuz.” diyor şaşkınlıkla, tanıştığınız kişiler.

Allah rahmet eylesin, güzel hizmetlere vesile olduk rahmetli başkanla İstanbul’a.
Siyasi geçmişinizde başka başarılarda var…
Evet, İBB Meclis üyeliğinden sonra, Sultangazi İlçe Kadın kolları ve İlçe yönetiminde aktif görev yaptım.

İki dönem de Ak Parti İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptım.
Bildiğiniz gibi, 15 Temmuz kalkışması, Referandum, Cumhurbaşkanlığı sistemi gibi
Türkiye’nin en önemli süreçlerinin yaşandığı bir dönemde İstanbul’un aktif siyasetinde rol aldım.

Son seçimlerde, çevremdeki dostların ve görev yaptığım STK’dakilerin talebi ile
İstanbul’dan milletvekili adaylığım oldu.
Bazen kısmet önümüzde farklı kapılar açar.
Kesinlikle, hani büyüklerimiz hep derler ya; Allah her şeyin hayırlısını versin.

Siz niyet edin, hayırlısıysa olur zaten. Birlikte yol yürüdüğümüz pek çok arkadaşımız bugün milletvekili, belediye başkanı, bakan ve bakan yardımcısı.

Kendimce iş hayatında ve STK’larda yol yürümeyi tercih ettim.

Sivil Toplum demişken, Sınır ötesinde bile sizin şefkat elinizi görüyoruz.
Bugün dünyayı daha yaşanabilir ve iyi bir yer yapmak için sivil toplumun gücüne
ihtiyaç vardır.

Çevre kirliliğinden, kadın haklarına, Bağımlılıktan, silahsızlanmaya ve şiddeti önlemeye kadar toplumun genelini
ilgilendiren konularda sivil toplum çalışmalarını önemseyen biriyim.

Aktif bir Kızılaycıyım.
Yönetim Kurulu üyeliği de yaptım.
Pandemi döneminde çok yoğun ve güzel işlere imza attık.

İnsanların evlere hapsedildiği dönemde hiç evde kalmadım. Gönüllülerimizle birlikte On binlerce sıcak yemek dağıttık.

30-40 bin civarında gıda ve hijyen kolisi organize ettik.
Bu süreçlerde hep aktif görev yaptım.

Pandemi öncesinde de savaş mağduru yetim çocuklar için Suriye sınırındaki İdlip
Kızılay Kamplarındaydım.

Savaşın soğuk yüzünü ve çocuk masumiyetini en net gördüğüm yer.

O küçücük kız çocuklarının gözlerindeki hüznü ve ışıltıyı gördüm.

Saçlarına taktığım, 1 Liralık toka ile bir çocuğun en mutlu olduğu ana şahitlik ettim.

Sonra Karadeniz’i vuran o korkunç sel felaketi.

İstanbul’dan Sinop ve Kastamonu’ya iyilik köprüsü kurmak için elimden geleni yaptım.
Sinop STK’larında çok emeğiniz var
Sivil toplum gönüllülüğü bizde Babamdan gelir.

Özellikle Boyabat Dernekleri Ali Ustayı iyi bilir. İstanbul’da ihtiyacı olan her
hemşerisine el uzatmış, onlara dokunmuş bir babam var.

Çocukluğumuzdan beri babamın insana hizmet aşkına şahit olduk.

Üniversite ile birlikte Sinop Derneklerinde aktif görev almaya başladım.

Sinop Dernekler Federasyonu bünyesinde kurucu kadın kolları başkanlığı ve iki
dönem yönetim kurulu üyeliği yaptım.

Bu süreçte İstanbul’daki tüm hemşerilerimin elimden geldiğince yanında olmaya, Sinoplu olma bilincini özellikle gençlere aşılamaya gayret ettim.

Bir de SEV var!
Evet, O bizim SEVdamız.
Sinop Eğitim Vakfımız.
Halen mütevelli heyeti üyesiyim.
Benim için en anlamlı görevlerden biri SEV. Pırıl pırıl gençlerimiz var.
Onlarla ümitleniyorum.
İstanbul’daki üniversiteli kardeşlerimle zaman zaman bir araya
gelmeye çalışıyor, bir kahve de olsa sohbet etmekten büyük keyif alıyorum.

Son zamanlarda ufkunuzu daha da açtığınızı duydum.

Sinop ve Sinoplu’nun olduğu tüm STK ve kuruluşlarda elimden geldiğince katkı
vermeye çalışıyorum.

Son dönemde, büyüklerimiz güzel bir birliktelik için kolları sıvadı. Sinop adına bize de bu güzel misyonda imkân verdiler. Batı Karadeniz’deki kültür birliğini bir STK çatısı altında toplamaya karar verdik, Bolu’dan Sinop’a bu kültür birliğini İstanbul’da tek çatı altında birleştiren bir misyon edindik.

Ben de bu misyonun bir ferdiyim.
Hayatın bu kadar içinde olup, bir yandan da bu kadar aktif bir İş İnsanı olmak nasıl?
Hayattan kopmamak, temel felsefem bu.

Yaptığım her işi, üstlendiğim her görevi benimseyerek ve azimle yapmak gibi bir
misyonum var.

Mali Müşavirlik stajı ile başlayan ve Profesyonel yöneticilikle devam eden bir süreç.

Türkiye’nin en modern ve yüksek teknoloji Organize Sanayi Bölgesinde üst düzey
yöneticilik yapmak ve uluslararası düzeyde bir sanayi bölgesinin idari ve mali yapısını
kurmak bana nasip oldu.

Yüksek Teknoloji Bölgesinin kamulaştırılmasından bürokratik prosedürlerine her aşamada verimli ve bereketli bir çalışmanın içinde
oldum.

Türkiye’nin en büyük sanayi ve teknoloji kuruluşları ile çok uluslu firmalarla
yoğun bir çalışma temposu içinde bulundum.

Son zamanlarda bir holding bünyesindeki boğazın en güzide projelerinden biri olan
Place İstanbul İdari Koordinasyonunu yapmaktayım.

Bir taraftan da ülkemizin gelecek hedeflerine ve Türkiye yüzyılı vizyonuna yakışır bir projenin geliştirme ekibinde yer almaktayım.

Henüz süreçleri devam eden bu proje ile gelecek nesillere aktarabilecek büyük bir misyonumuzun olacağına inanmaktayım.
Azimli bir mücadelecisiniz?

Nefes aldığım sürece mücadeleye devam etmek, Ülkem için bir şeyler yapmak, ve ardımdan gök kubbede hoş bir seda bırakmak ne güzeldir.

Nermin Aydın

 

 

Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir