Bu yükün altından
beraber çıkalım
Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci, belediye personeliyle gerçekleştirdiği toplantıda belediyenin mali olarak zor durumda olduğunu ve personel çıkarımı yapmamak için ocak-şubat ayına kadar maaşlarda yapılacak yüzde 25-30 tasarrufla personele borçlanacaklarını belirterek, “Kader birliği yapalım ve bu yükün altından beraber çıkalım” dedi
Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci, belediye personeliyle Atakum Eğitim ve Eğlence Merkezi’nde geniş bir toplantı gerçekleştirdi. Belediyenin 6 ay süresince ekonomik olarak yaşadığı problemleri ve gelinen noktayı şeffaf biçimde personelle paylaşan Başkan Deveci, belediye çalışanlarıyla kader birliği yapıp sıkıntılı süreci beraber atlatmak istediğini söyledi. Türkiye’ye örnek bir seferberlik göstereceklerini belirten Başkan Deveci, “Bu Cumhuriyet, iki çift fanilası, çorabı olanın birini orduya gönderdiği ve o şekilde kazanılan, kurulan bir Cumhuriyet. Biz onun mirasçılarıyız. Biz Atatürk’ün bu şekilde kurduğu Cumhuriyet’i tükettik. Biz kendimizden vazgeçtik ama çocuklarımıza karşı sorumluluklarınızı yerine getiremediniz. Onun için bu bedeli ödememiz ve bu yükü beraber taşımamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
İŞÇİ ALEYHİNE
HİÇ DAVA ALMADIM
Yüzlerce Atakum Belediyesi personeline seslenen Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci, “Sizinle bir gerçeği paylaşacağız. Hani hep demiştim ya, ‘Benim her şeyim açık olacak, başarıyorsak da başaramıyorsak da sizin bu işten bilginiz olacak.’ Ben belediye başkanı olmadan önce 30 yıllık avukattım. Daha önce de sağlık sektöründe kamu hizmetim var. TÜS-DER (Tüm Sağlık Personeli Derneği) başkanıydım uzun süre. Avukat olduğum 30 yılda da işçi aleyhine hiç dava almadım, icra memuruyla kimsenin evine gitmedim. Meslektaşlarım bunu yapıyorlar ama kötü bir şey değil; avukatlık mesleğinin gereğini yapıyorlar. Ben ilaveten siyaset yaptığım, konuştuğum topluluğun değerlerini gereğinden fazla düşündüğüm, hukukun önüne biraz da vicdanımı koyduğum için yapmadım. Bu bir maharet değil ama birazdan sizinle paylaşacaklarımın bende yarattığı tahribatı anlayabilmeniz için söylüyorum bunları” dedi.
AMACIM GEÇMİŞİ
SUÇLAMAK DEĞİL
Atakum Belediyesi personeliyle yapılacak toplantıyı hep istediğini kaydeden Başkan Deveci, “Atakum Belediyesi’nin bin 350’ye yakın personeli var ve belediye çalışanları itibarıyla iyi planlanmamış. Ben gerideki yöneticileri suçlayarak ya da onların eksiklerini öne çıkararak önümüzdeki süreci planlamayı düşünmüyorum. Amacım onları şikayet etmek değil. İçinizde yönetim kademesinde olan arkadaşlar, benden önceki tüm belediye başkanlarıyla çalıştılar. Birçoğunuz da o tabloyu biliyorsunuz. Bütçe olarak tıkandığımızı fark ettiğimiz an, doğal olarak geriye doğru bakıyoruz. ‘Ne oldu da bu belediye tıkandı? Yönetilemez hale geldi?’ sorusunun cevabını ister istemez geride arıyoruz. Atakum, 30 yıllık bir şehir. Burası tütün tarlasıydı. Hem zeminini, arsasını, toprağını hem de çalışanını birlikte planlayabilme olanağı vardı. Ben de bu soruya birlikte cevap verebilmek ve bu cevabın gerekliliklerini birlikte yerine getirebilmek için geriye doğru bakmayı gerekli buluyorum. Bu tıkanıklığı gördükten sonra belediyenin bütçelerini inceledim. Gerideki 3 yılda yasal olarak merkezi bütçeden ve vergilerden 2, 2.5 katının alındığı yıllar olmuş. Yani Atakum Belediyesi inşaat sektörünün ya da kentin çok hızlı büyüyor olmasına dayanarak bütçesini oluşturmuş ve kadrosunu ona göre planlamış. Türkiye’nin bir gün tıkanacağını, inşaatın çökeceğini hesaplamamış” diye konuştu.
BELEDİYENİN KAPISI
ŞEKLEN AÇIK
Önceki dönemlerde ayda ortama 160 inşaat ruhsatı alınıyorken şimdi en fazla 3 ruhsat alındığını kaydeden Başkan Deveci, “Onlar da yönetmelik değişikliği nedeniyle zaten önceden yatırılmış. Şu anda içinde bulunduğumuz dönemde eski bütçelerin üçte biriyle bundan sonraki yönetimini sürdürmek zorunda. Ben geldiğimden bu yana personel maaşlarını yatırıyoruz, sıkıntı da çekmiyoruz diye kendi kendime övünüyordum. Ama fark etmemişiz, ihaleyle çöp toplayan şirkete 14 ay ödeme yapılmamış. Şirketin yetkilisi bir ay önce gelip ‘Sizden 14 milyon TL alacağım var’ dedi. ‘Bugüne kadar neredeydiniz? 6 aydır buradayım, paranın ödenmediğini de bilmiyorum’ dedim. Dedi ki, ‘Merak etme, öncekiler de ödemiyordu. Biz çöpü topluyorduk, temizlik yapıyorduk ve alacağımıza karşılık da arsa alıyorduk.’ Şimdi hangi arsayı istediklerini, hangi arsayla ilgili anlaştıklarını sordum. ‘Bize bir arsa taahhüt edildi ama onu satmışlar’ dedi. Bu aydan itibaren temizlik için bir ihaleye çıktık, yaklaşık 1 milyon TL açığımız var. Şu ana kadar çalışanların maaşlarını az çok ödedik. İyi kötü park ve bahçe hizmeti sunduk. Borcumuz var ama sürdürülebilir bir yönetim anlayışıyla gidiyorduk. Belediye çalışanlarının maaşı ödenmeden ve kentin temizliği yapılamadan belediyecilik olur mu? Eğer bunu yapamıyorsak, o belediyenin kapısı açık mıdır? O belediyenin başkanı, meclisi, müdürleri var mıdır? Şeklen vardır. Atakum Belediyesi’nin şeklen kapısı açık. Bunu sizinle paylaşmak için çağırdım. Bu yükü size taşıtmayacağım. Beraber taşıyacağız, tek taşıyan siz olmayacaksınız” şeklinde konuştu.
KİMSENİN EKMEĞİYLE
OYNAMAYACAĞIM
Bahsi geçen sıkıntıların mayıs ve haziran aylarında da olduğunu, Atakum Belediyesi’nde görev verilemeyen nerede çalıştığı bilinmeyen yüzlerce kişi olduğunu ifade eden Başkan Deveci, “Arkadaşlara, çalışanlar içinde yaşı 30-35’in altında olanların eğitim ve sağlık durumlarına bakıp bir miktar çalışanı temizlik işlerinde, park ve bahçelerde görevlendirelim dedim. Çünkü bir taraftaki çalışana iş veremiyoruz, diğer tarafta da işçiye ihtiyaç var. Asıl hizmet de orada. Arkadaşlar çalışmalarını yaptı, 100 civarında çalışanımızı görevlendirdik. Ancak çeşitli nedenlerle önemli bir bölümü görev yapmadı. Hep şunu söyledim, belediyenin zorluğu var; sizin iş güvenliğiniz için gayret sarf ediyorum. İşin kolay yolu var ve bunu yapmıyorum. Ben bu belediyeyi önce vicdanımla yönetmek istiyorum. Önce vicdan ondan sonra hukuk. Vicdan olmadan hukuk olmaz. Kanunu yorumlayacak olan vicdandır. Bende o var. Şimdi daha olumsuzu gelirsek, elimizdeki bütçeyle 4-5 ay; belki de yılbaşı ve ondan sonraki sürece kadar bir yasa değişikliği çalışması yapılacak onun için bir ümidimiz var. Eğer yılbaşından önce gerçekleşirse, bizim sıkıntılarımızı aşabilecek gelir artışı gerçekleşebilir. Önümüzdeki süreçte ihaleye çıkıyoruz, temizliği yaptırıyoruz ve temizlik için şirkete ödeyeceğimizi yaklaşık 1 milyon TL’lik bütçeyi çalışanlara ödeyeceğimiz maaşlardan tasarruf edeceğiz. Ankara’da Belediyeler Birliği’nin toplantısı oldu. Eski bir belediye başkanı olan Cumhurbaşkanı Danışmanı orada bir konuşma yaptı, ‘Yapacağınız bir tek şey var, o da personelden tasarruf etmek’ dedi. Daha sonra ben ikili görüşmeler de yaptım ancak hepsinin geldiği nokta buydu. Benim de Atakum’da bir taahhüttüm vardı: ‘Hiç kimsenin ekmeğiyle oynamayacağım’ dedim. Kimsenin ekmeğiyle oynamadan ama bu belediyeyi de yürütebilir hale getirmek için çalışıyoruz. Çünkü bu belediye yürümüyor. Bir tek kapısı açık. Sizin emeklerinizi, gelenlerin sorunlarını çözdüğünüzü yok saymıyorum. Benim söylemek istediğim başka bir şey. Asgari hizmetlerini yapabilir, maaşları ödeyebilir bir halde bile değiliz. Buna çözüm arıyoruz. Temizlik hizmetleri için ödeyeceğimiz meblağı elde edebileceğimiz bir kaynak yok. Atakum Belediyesi 650 bin nüfusa göre planlanmış, ancak bu alanda değerlendirmek üzere bir masalık yer bırakılmamış” sözlerini kaydetti.
KADER BİRLİĞİ
YAPMALIYIZ
Atakum Belediyesi’nin bundan sonraki süreçteki sorumluluğunu belediye personeliyle paylaşmak istediğini söyleyen Başkan Deveci, “Geldiğimiz nokta şu arkadaşlar. Belediye çalışanlarına şunu yapabilirdik, 250 ya da 300 kişinin iş akdini fesh eder, gerekçe olarak da ekonomik durumu gösterirdik. Geride kalanlarınız da güle oynaya çalışırdı. Biz bunu yapmadık. Hepimiz mesai arkadaşıyız, hepiniz birbirinizi benden daha iyi tanıyorsunuz. Birbirinizin çocuklarını, eşlerini tanıyorsunuz. Bir kader birliği yapmamız gerekiyor. Bu sadece Atakum Belediyesi’nin sorunu değil. Tüm belediyelerin böyle bir sorunu var ve üstelik ülkemizin de bir sorunu var. Ülkemiz de ekonomik olarak büyük bir dar boğazda. Hem ülkenin içinde bulunduğu coğrafyanın hem de ülkenin kendi içinde çok ciddi ekonomik sorunları var. Bizim merkezi bütçeden gelen gelirimiz her ay azalıyor. Nedenini sorduğumuzda, ne kadar vergi tahsil edersek, o toplanan vergi üzerinden belli oranda gönderildiği söyleniyor. Belli ki merkezi bütçede de sorunlar var. Gelirler toplanamıyor, millet vergisini ödeyemiyor. O kadar uzağa gitmeyelim, emlak servisinde çalışan arkadaşlarımız da burada, onlara da sordum önceki gün. Bana söylenen şu ki; Atakumlular emlak vergilerini 100 TL’lik taksitler halinde ödeyebiliyor. 100 TL’lik tahsilat yapıyoruz ve tahsil edilen vergiden oluşan toplam geliri de Atakum’a yeniden hizmet olarak aktarıyoruz” diye konuştu.
BİRKAÇ AY PERSONELE
BORÇLANACAĞIZ
Başkan Deveci, 1-2 yıl içerisinde anlattığı sorunların hiçbirisinin kalmayacağını belirterek, “Atakum’a tasarruf ederek hizmet etmek bile Atakum’un önünü açabilecek. İşte bu noktada sizlere bir görev düşüyor. Bu yükü beraber taşımamız gerekiyor. Bunun tek bir nedeni var, o da sizin iş güvenliğinizi garanti altına almak. Şunu asla söylemiyorum, ‘Zaten belediyeden çok maaş alıyordunuz, onu da hak etmiyorsunuz. Maaşınızın bir bölümünü biz belediyenin başka bir kısmına aktarıyoruz.’ Asla bu şekilde yorumlamayın. Ben burada bir çıkış arıyorum. Bundan önce temizlik işlerini yürüten şirketle ciddi sorunlarımız oldu. Araçlar neredeyse 12-13 yıllık. Gelmediler, gitmediler, muhatap olmadılar ve telefonlarımıza çıkmadılar. Her yerden çöp ile ilgili şikayet aldım. Her sabah kalktığımda telefonuma 150-200 adet fotoğraf geliyor. Çöp toplanmadı, su akıttı diye ya da temizlik görevlisi eli cebinde diye fotoğraf çekip gönderen var. Dost mudur? Düşman mıdır? Ne olduğunu bilmiyorum ama her sabah daha yatağımdan kalkmadan sanki sinir sistemimi bozmak için özel çaba sarf eden bir devriye grubu var. 6 ay böyle geçti. Şimdi bunun böyle devam etmemesi için etkili bir tedbir almamız gerekiyordu. Biz de onu arıyoruz. Usulüne uygun, en yeni, en etkin bir biçimde planlanmış temizlik işleri ağı ve filosu oluşturmak zorundayız. Biz bunu yapabilir miyiz, bu filoyu ayda 1 milyon TL taksit ödeyerek dışarıdan alabilir miyiz diye çok uğraştık. Fabrikasına kadar gittim. Yapabiliyorduk ama teminat bulamadım. Devlet bana teminat vermedi. Şimdi ihaleye çıkıyoruz ve gerçekleştireceğimiz ihalede 1 milyon TL’lik ödemenin 650 bin TL’lik kısmını tasarruf edebildik. O civardaki rakamı, bu aydan itibaren, belediye başkanı, yardımcıları, müdürler, memurlar ve kadrolu işçiler maaşlarından yüzde 30 eksik alarak tamamlamayı hedefliyoruz. Birkaç ay sizlere maaşlarınızdan yüzde 30 borçlanacağız. 30 yıl boyunca işçi aleyhine dava almamışlığıyla övünen Avukat Cemil Deveci olarak söylüyorum bunları size. Bu da benim kaderim. İkinci bir husus, KHK’lı gruplar ve asgari ücret alan çalışanlarımıza ise birkaç ay yüzde 25 borçlu kalacağız. Bu aydan itibaren eksik alacaklar. Bununla birlikte, 650 ya da 700 bin TL’lik tasarruf amaçlıyoruz. Ben burada hem sizin hukukunuzu korumak zorundayım hem de Atakum’a hizmet sunmak durumundayım. Oradan isteklerde bulunurken, bir benim yerimden bakın bir de kendi yerinizden bakın olaylara. Ben ikisini birden korumak durumundayım. Sizin hukukunuzu da koruyacağım, Atakum’a hizmet de sunacağım ve bu tabloyu da yöneteceğim. Çünkü bu tablo, yürütülemez bir noktada. Yılbaşı ya da yılbaşından bir ay sonrasına da kadar bulabildiğimiz tek çözüm bu” diye konuştu.
BERABER KALKACAĞIZ
Başkan Deveci, önceki günlerde birim müdürleriyle gerçekleştirilen toplantıda çalışılan ekipleri derleyip topladıklarını ve bordro listesiyle bilinen liste arasında yetmiş seksen kişilik fark var olduğunu belirterek, “Bunu da arkadaşlar ayrıca araştırıyorlar. Temizlik işleri, park ve bahçeler ile fen işlerinde bazı özellikli ya da sanat gerektiren alanlarda altmış ya da yetmiş kişilik bir eksiklik listesi belirtiliyor. Burada mevcut çalışanlarının maaşından indirim yaparak maaş ödeyen bir belediye, temizlik işlerine ayrıca altmış kişi işe almasın. Sizden bir ricam var. Birincisi, maaşınızdaki eksikliğe birkaç ay katlanın ama çocuklarınıza hissettirmeyin. İçinde bulunduğumuz tablo bu. Atakum’un seçmeni bunu öğrensin. Bu ülkede değişmeyen en temel iki hukuk kuralı vardır. Birisi mülkiyet hukuku diğeri de yurttaşlık hukuku. Mal ve mülk söz konusu olunca hakkımızı arayıp toz kondurmuyoruz ama söz konusu yurttaşlık hukuku olunca, görevimizi yapmıyoruz. Bugüne kadar ben de dahil doğru seçim yapmadık onun altını çizmek istiyorum. Ben Atakum’da oturmaya başladığımda burada bir belediye yoktu. İlk günden beri de burada oy kullanıyorum. Bu kusurun büyüğü bende. Ben nasıl bir tabloyla karşılaşacağımızı yaklaşık olarak biliyordum ama doğrusunu söylemek gerekirse bu kadar ağır bir tablo beklemiyordum. Bu ağır tablonun altından beraber kalkacağız. Birkaç ay bu kesintiye katlanacağız. Çocuklarınıza hissettirmeyeceksiniz. Eşinizle paylaşacaksınız ama çocuğunuzun yaşantısından kısmayacaksınız. İkinci olarak, aranızda 35 yaşın altında genç olan arkadaşlarımız, buradan çıkınca müdürlerine gönüllü olarak temizlik işleri ya da park ve bahçelerde çalışmak istediğinizi söyleyin ve bu yaptığınızdan eşinize, komşunuza, arkadaşınıza bahsetmeyin. Bu yükün altından beraber çıkalım arkadaşlar, kader birliği yapalım. Bunu yaparsanız ben sizi her yerde anlatırım. Gelirim sizinle beraber çöp toplarım ve elimde mikrofon sizi anlatırım, Atakum Belediyesi’nin çalışanları bunlar derim. Atakumluların kendilerine hizmet edenlerin kim oluklarını bilmelerini sağlarım. Bu süreç birkaç aylık bir süreç ama altını çizerek söylüyorum. Aramızdan ben bu işte çalışmak istiyorum diyen kişiler çıksın istiyorum. Bunu yaparsanız Atakum Belediyesi, anlattığım tabloyu uzun süre yaşamaz. Müdürlerle yaptığım toplantının aynısını mühendislerle de yapmak istiyorum. Teknik kadro, beş kişi yaptığı işi iki kişi yapsın. Geri kalan üç kişi bir araya gelip elli ya da altmış kişilik bir grup oluştursun. Bu teknik kadro ile şehrin bir tarafından başlayalım ve bir iki ay içerisinde diğer tarafından çıkalım. Aksi takdirde bu şekilde gelir kaybı da yaşıyoruz. Bu şehirdeki yapıların yaklaşık yüzde 20’sinin iskansız olduğu söyleniyor. Bu belediye yüzde 20’lik bir kısımdan vergi alamıyor ve buna da bir çözüm bulmamız gerekiyor” sözlerini kaydetti.
TÜRKİYE’YE MESAJ VERELİM
“Belediyeyi bu darboğazdan el birliğiyle çıkaralım” diyen Başkan Deveci, şu şekilde sürdürdü: “Böyle bir belediyenin başkanı olmak istiyorum ben. Lütfen bana bu hakkı verin. Bana sizinle övünme ve Türkiye’ye örnek gösterebilme fırsatını verin. Türkiye’de ekonominin, bürokrasinin çöktüğü bir dönemde, Atakum Belediyesi çalışanlarının, Atakum için seferber olduğunuzu gösterin. Atatürk’ün şehri Samsun’un kutup yıldızı Atakum’dan, Türkiye’ye bir mesaj verelim. ‘Atakum Belediyesi’ni bu durumdan çıkaracağız’ diyelim. Vicdani, hukuki ve karşısındakine saygılı bir yönetim anlayışı bende eksiksizdir. Biz, bu geçiş döneminde bu yükü taşıyabilirsek. Bundan sonrasını da aşarız. Yukarıda bekleyen CV sayısı dört binden fazla, ben onları da düşünmek zorundayım. Siz bana destek olun, ben enerjimi hem onların hem de bu kentin geleceğine harcayayım. Sizin her türlü sorununuzu çözmek üzere bir araya gelmiş geniş bir aileyiz. Eğer burayı bir aile olarak göremiyorsak ve bir aile olarak burayı yaşatamayacaksak bu sözümüzü yerine getiremeyeceğiz demektir. Belediye başkanı olduğumdan bu yana belediyeyle ilgili rüyalar görerek aşağı yukarı her gece uykum kaçıyor. Sizden bunu istemiyorum ama burası benim yaşadığım kent ve ben akşam çocuklarıma götüreceğim lokmanın parasını helal ettirmek durumundayım deyin. Bunu yapın, sizin her türlü özel sorununuzda gece gündüz, 24 saat ben yanınızdayım. Bırakın amirlik yapmayı, belediye başkanlığı taslamayı. Her sorununuzda yanınızdayım. Burada hepinizin önünde söz veriyorum. Ben böyle birisiyim zaten, söz vermeme bile gerek yok. Ben sizinle her konuda varım. Her sorununuzda yanınızdayım. Siz de bu belediyenin yönetiminde benim yanımda olun. Herkesin yaşı, enerjisi, deneyimi neyi gerektiriyorsa gönüllü olarak yanımda olun. Bu sıkıntılı süreç çabuk geçecek, hiç kuşkum yok. Ne olur buradan moralsiz çıkmayın. Bu geçici bir dönem. Bu Cumhuriyet, iki çift fanilası, çorabı olanın birini orduya gönderdiği ve o şekilde kazanılan, kurulan bir Cumhuriyet. Biz onun mirasçılarıyız. Biz Atatürk’ün bu şekilde kurduğu Cumhuriyet’i tükettik. Biz kendimizden vazgeçtik, çocuklarımıza karşı sorumluluklarınızı yerine getiremediniz. Onun için bu bedeli ödememiz ve bu yükü taşımamız gerekiyor. Biz böyle bir geleneğin mirasçılarıyız. Bunu bu akşam kafanızda tekrarlayarak, bu kapıdan ‘Evet ben Atatürk’ün Cumhuriyeti’nin mirasçısıyım, ben çocuklarıma bana bırakılan Türkiye’den daha müreffeh bir Türkiye bırakacağım’ iddiasıyla çıkın. Yolunuz açık olsun.”