Türkiye Meyve Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkanı Alaattin Gülal ile,Türk tarımının şu anda içerisinde bulunduğu darboğazı ve bu sıkıntıları hangi tedbirler ve teşviklerle aşabileceğini konuştuk.
Gönül Köprüsü:
Sayın Başkan,sizin de bildiğiniz gibi ülkemizin tarım kesimi,başta hayvancılık olmak üzere,bunlarla birlikte meyve,sebze ve tahıl üreticileri,girdilerinin(mazot ve gübre) aşırı zamlanması sebebiyle bir çöküşün ve bitişin eşiğine gelmiştir.
Size göre ,Birlik Başkanı olarak,tarım kesiminin bu sıkıntılı süreçten kurtulabilmesi için iktidar tarafından hangi tedbirlerin alınması gerekir?
Alaattin Gülal;
Evet,ifade ettiğiniz gibi,dünyayı kasıp kavuran ekonomik kriz ve yükselen enflasyon fırtınası Türk tarımını da bir darboğazın içerisine itmiştir.
Tarım çalışanlarımızın bu sıkıntılı süreçten kurtulabilmesi ve verimli bir üretimi gerçekleştirebilmesi için iktidar tarafından bazı tedbirlerin alınması ve avantajların sağlanması kaçınılmazdır.
Bu tedbir ve iyileştirmeler neler olabilir?
Türk tarımının belkemiği hayvancılıktır.
Bunun ardından,tahıl ve hububat üretimi,onun ardından da meyve ve sebze üretimi gelir.
Aslında tüm bu üretim çeşitleri birbirinden ayrı,bağımsız da değildir.
Bunların hepsi birbirine bağlı,biri diğerini etkileyen tarım çeşitleridir.
Tahıl üretimini veya sebze üretimini hayvancılıktan ayrı nasıl düşünebiliriz?
Şimdi bu üretimlere ve onların sorunlarına kısaca bir göz atalım:
HAYVANCILIK
Hayvancılık dedigimizde,küçük ve büyük baş hayvancılığı birlikte değerlendirmemiz gerekiyor ki,arıcilıktan tavukçuluğa,koyunculuktan sığır ve mandacilığa kadar geniş bir çeşitliliği kapsıyor.
Bu alana baktığımızda büyük işletmelerden daha ziyade küçük aile işletmeleri karşımıza çıkıyor.
Küçük işletmelerin kuruluşunu ve işleyişini ele aldığımızda,büyük çoğunluğu şehirde esnaflık yapan veya küçük ölçekli sanayi işletmecisi olan kesimlerin bir taraftan da köyündeki baba toprağında hayvancılık yaptığını görüyoruz.
Eğer hukümet;bu küçük aile işletmeleri şeklindeki üretim sahiplerine faizsiz kredi imkanı sağlayarak,mazot ve gübre fiyatlarında destek vererek,yahut da hibe destegi vererek katkı sağlamış olsa hayvancılığın gelişmesiyle birlikte,dolaylı olarak esnaf ve sanayi kesimi de yararlanmış olacak.
Hayvancılığın gelişmesiyle birlikte;
– gübre üretimi artacak,böylece toprağın verimi yükselecek,
-şehirlere yığılan kırsal kesim,tekrar köylere yerleşecek,bakir topraklar işlenecek,üretim ve rekolte artacak.
-Et,süt,yağ ve onlardan uretilen bir yıgin temel gida maddeleri bollaşacak,dolayısıyla da ucuzlayacak.
Böylece piyasalarda bolluk meydana gelecek.
Tüketici de rahatlayacak.
Buna ilaveten 7338 sayılı kanunla çıkmış olan,çiftçilerden yapılan kesintilerin kaldırilmasinın ve geriye dönük olan kesintilerin çiftçilere iade edilecek olması da büyük bir önem arzetmektedir.
Hükümetin,bu olumlu icraatının çiftçilerimiz açısından çok olumlu bir katkı sağladığına inanıyorum.
ÜRETİCİ BİRLİKLERİ
Tarım üreticisinin emeğinin karşılığının zayi olmaması,emeğin aracılar tarafından gasbedilmemesi için Üretici Birliklerinin varlığı,ve etkinliğinin artırılması hayati bir önem arzetmektedir.
Üretim ve tüketim arasındaki uçurum işte bu sebeple aşırı derecede açılmaktadır.
Konuyla ilgili geçmişte Tarım Bakanlığına ve Ticaret Bakanlığına defalarca 5200 sayılı kanunda Üretici Birliklerine verilmiş olan ” yetki paylaşimının” Tarım Bakanlığı bürokratları tarafından, bu yıl.. önümüzdeki yıl diye diye 15 yılımız heba olup gitti.Yetki gaspına bir türlü engel olunamadı.
Ticaret Bakanlığıyla,2013 yılından bu yana,5957 Hâl Kanunu,yine 5200 sayılı kanunda olduğu gibi,yetki paylaşımının gerçeklestirilmediğinden,
“çiftçi de 1 Tl
Markette 8 Tl”
Manzarası ülkemizin gündeminden düşmüyor.
Bu çarpıklık yılda en az 4 veye beş kez ulusal basında dillendiriliyor.
Kısacası;kanun var,üretici örgütleri var,ancak yetkileri sınırlı.
Bu tıkanıklığın ve yetki paylaşımı probleminin en kısa zamanda çözülmesi lazım.
FİYAT DENGESİ VE İSTIKRARI İÇİN YETKİ PAYLAŞIMI ŞART
Birliklerin hizmet edebilmesi için yetki paylaşımının gerçekleşmesi gerekli.
Üreticinin ürünü(meyve,sebze,fındık,et,süt,zeytin vs…)
– Ya elinde kalıyor
– Yahut da yok pahasına aracı tarafından alınıyor.
Sonra da tüketiciye aracılar vasıtasıyla fahiş fiyatlarla arzediliyor.
Bu anormalliğin ve istikrarsızlığın düzelmesi icin;
ÜRETİCİ Birliklerine, üreticinin malını alabilme,depolama,paketleme imkan ve desteklerin sağlanması gerekir.
Bu durumda;
Hem üretici,hem de tüketici kazanır,mağduriyete uğramazlar.Böylece ekonomik fiyat istikrarı da sağlanmış olur.
Üretim artar.Ihracat artar.
Hem üretici kazanır hem devletimiz.