ADALETSİZ DEVLET VE DEMOKRASİ OLAMAZ

CHP Samsun Milletvekili Kemal Zeybek; “Avukatlık Kanunu ile Barolar Birliğinin yapısının değiştirilmek istendiğini, şu anda ülkemizin yaşadığı ekonomik, siyasal, toplumsal kısacası iç ve dış sorunların temelinde tek bir konu yatıyor “Adalet”. Adalet olmadan devlet olmaz, adalet olmadan demokrasi olmaz, adalet ile demokrasi olmadan sorunlar çözülemez. Özgürlük, eşitlik, liyakat, fırsat eşitliği ve rekabet gibi birçok toplumsal kavram “adalet ”temelinde inşa edilir. Ne acı bir ironidir ki isminde “adalet” kelimesi olan AKP, halka adalet getireceğini ileri sürmüş, öncelikli konularının adaleti tesis olduğunu belirtmiş fakat adaleti, hukuk devletini en önemlisi halkın hukuka olan inancını yerle yeksan etmiş ve etmektedir.”

Zeybek; “Adalet üçayak üzerinde oturur; Yargı, iddia ve savunma, avukatlık olmadan yargılama; zorbalık ve cellatlıkla eş değerdir. On sekiz yıllık iktidar; yargının bağımsızlığına, tarafsızlığına, kimi zaman FETÖ- AKP işbirliği, paralel yapı içindekiler yargıya inanılmaz zararlar vermiştir. Geçen süreçte, yargının bütün kurumları tüketildi, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay belli ölçülerde ele geçirilmiştir. Düğmesiz cüppeler iliklenir hale gelmiştir. Hâkim ve savcıların bağımsız, tarafsız karar vermesi cesaret ister hale gelmiştir. Geriye savunma kalıyor, avukatlar bu bağlamda adaletin kilidi halindedir. AKP, bağımsız kendi yöneticisini kendisi seçen örgütlü baro gücünü istemiyor. AKP ortakları ile yeni cemaatler, baroların, Anayasa ve yasaları savunma odağı olmasından memnun değiller, bu gücü yeni tasarılar içerisinde hüllelerle, takiye yaparak işlemez hale getirmek istemektedirler.”

Zeybek; “Avukatlık Yasası’ nın 76’ıncı maddesi, barolara hukukun üstünlüğünü gözetmek, hukuk devletini korumak ve insan hakları ihlallerine karşı çıkma görevi veriyor. Toplumun vicdanının, kanaatlerinin zedelenmemesi için barolar her alanda kurumsal olarak müdahil ve gerektiğinde davanın tarafı oluyorlar. Kaz dağlarında ağaçların kıyımında, Karadeniz de yaylaların bozulmasında, Çarşamba’da yapılan biyokütle santralinde, Karaman’da çocuk istismarında, kadın cinayetlerinde taraf olan baroların işlemlerini Saray ortadan kaldırmak istiyor.

Yine, sarayın iktidarı her şeyde olduğu gibi baroları boyunduruğu altına almak istiyor. En ufak toplumsal muhalefete, karşıtlığa tahammül edemiyor. Nerede demokratik bir tavır, oluşum var, hemen onu bastırmanın, yok etmenin yolunu arıyorlar. Çoklu baroyu öngören teklifle, baroları ele geçirmek, baroları biat eden, ”Emredersiniz efendim” diyen bir anlayışa dönüştürmek istiyorlar. Baroları, tıpkı yargının öteki unsurları olan savcılık ve yargıçlık kurumları gibi memurlaştırılmak isteniyor. Daha açık bir deyişle, barolar emir komuta alınmak istenmektedir.”

SAVUNMA SUSTURULAMAZ

CHP Samsun Milletvekili Kemal Zeybek;” AKP bu konuda çok basit bir yöntemle, böl, parçala, yönet biçiminde tavrını ortaya koymaktadır. İktidarın getirmek istediği değişikliğin özü, barolarda iktidarın antidemokratik, hukuksuz, özgürlükleri kısıtlayan, uygulamalarına destsek çıkan, en azından sesini çıkarmasına engel olması haline getirmek istiyor. Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya gibi illerde biat eden barolar kurdurarak baro yönetimlerini ele geçireceğini düşünenlere soruyorum; Her siyasi eğilim bir baro kurarsa ne yapacaksınız? Tarikat temelinde, mezhep, ırk temelinde oluşabilecek baroları ve olası olumsuz sonuçlarını düşünüyor musunuz? Kıdem tazminatı konusu görüşüldüğünde çok önemli bir toplantıda bile DİSK’e davet göndermeyen, muhatap almayan iktidarın bu noktada yapacağı, kendi fikrine yakın, biat eden, boyun eğen baroyu muhatap alıp, diğerlerini almamak olacaktır. Siyasal iktidar, her antidemokratik, baskıcı, kontrol altına alıcı uygulamalarında olduğu gibi barolara algı operasyonu yaparak, değişikliği reform adı altında sunmaktadır. AKP literatüründe reform, ele geçirme operasyonunun adıdır.”

Zeybek; “Savunma susturulamaz. İktidarın barolarla ilgili getirdiği yasa tasarısı, hukuku bütünüyle, siyasetin emir kulu durumuna getirmeye yönelik, Anayasa ve evrensel hukuk ilkelerine aykırı girişimin ürünüdür. Savunma biat etmez, boyun eğmez, boyunduruk altına girmez. Tüm toplumun bağımsız bir şekilde savunulması ancak ve ancak güçlü bölünmemiş, bağımsız bir şekilde avukatlar tarafından seçilen baro gücüyle mümkündür. Barolar iktidarın kapı kulu olmayacaktır; ahlaklı bir şekilde evrensel hukuk ilkelerinin, insan haklarının yılmaz savunucuları olarak kalmalıdır. Demokratik sistem yoluyla demokratik bir şekilde iktidara gelenler, yürütmenin başında bulunanlar, anayasal hakkıyla kanunların vermiş olduğu karaları da uygulamayanlar bu gün iş başındadır. Bu iş başında bulunanlar görevlerini doğru yapmıyorlardır, anayasal suç işlemektedirler. Bağımsız ve kendi öz gücüyle, güveniyle hareket eden avukatlar ve onların yaptığı soruşturma, araştırma sonucu görülen mahkemelerde mutlaka hesap verecekler.”

Zeybek;” Hukukun ve adaletin olmadığı yerde ahlak yoksulluğu vardır ve bu ahlak yoksulluğundan bugüne kadar nasibini almış olanları da halkımın nezdinde ilan ediyorum. Bu yasanın çıkmaması ve geri gönderilmesi için sayın milletvekillerinin tavır almalarını diliyorum.” HUKUK ve ADALETİN olmadığı yerde AHLAKSIZLIK vardır.

Bunları da sevebilirsiniz