Samsun- Canik, Gürgenyatak (köyü) Mahallesi’nde yaşayan Cemil Uzun, ilerlemiş yaşına rağmen çalışmadan duramıyor. 93 yaşında olan Cemil Uzun; yakın çevrenin de, en yaşlılarından ve adeta yaşayan bir tarih. Bizim kuşak kendisine daha ziyade dayı der, Cemil Dayı. Cemil Dayımız, uzun yıllar köyün muhtarlığını da yaptı.
Gürgenyatak; Samsun’un 550-600 rakımda şehir merkezini ve Bafra’dan, Çarşamba’ya kadar ovaları, Karadeniz’i gören çok geniş panomaraya sahip muhteşem konumlu bir yerleşimdir. Merkezde; 1928’de, Selanik Sarı Şaban’dan gelen mübadiller yerleşmiştir. Yerlice, ise Cemil Uzun’un dedesi Uzun oğluDursun’un, 1920’li yıllarda gelip yerleşmesi ile iskan edilmiştir. 1960’lı yıllarda ise, Toygar Köyü’nden gelip yerleşen, Hüseyin Kozal tarafından iskan edilen bir üçüncü yerleşim daha vardır.
Koronaya değil çalışamamaya üzüldü…
Cemil Uzun; 5 çocuk, 27 torun, 50’yi aşkın torun çocuğu ve 7 tane de torununun torununa sahiptir. Bu bir rekor olabilir. Ancak esas rekor, Cemil Dayımız’ın çalışma azmidir. Ömrünü tarlasında çalışarak geçirmiş ve artık çalışmadan duramamaktadır. Çocukları, torunları; yaşlı olduğu için, artık çalışmasını istememektedirler. Ancak, sabah erken kalkarak gizlice tarlaya gidip çalışmaktadır. Çalışmaya dalınca yemek yemeyi dahi unutmakta, zaman zaman da sağlığı bozulmaktadır.
İlerlemiş yaşına rağmen, yorucu çalışmaktan dolayı bazenhastaneye kaldırılmaktadır. Her şeye rağmen, en mutlu olduğu an, çalıştığı zamandır. Testi pozitif çıkıp kovit olunca, gelen hemşireye ilk sorduğu şey; tarlaya gidip gidemeyeceği, olmuş. Hemşireden, yatması gerektiği cevabını alınca, kovitten çok tarlaya gidemeyecek olmasına üzülmüş.
Üniversitelerimizde tez konusu olmalı…
Cemil Dayımız’a, geçmiş dönemde muhtarlık yaptığı için, borçlanarak emekli olma hakkı verilmiş. Ancak, Devlet’ten bir para istemem diyerek; dilekçe verip emeklilik hakkını kullanmayacağını belirtmiş. Yıllarca çalışıp ürettiği ürünlerden de, her zaman Devlet’e vergisini vermiş. Devlet’in ormanlarını korumuş; bağ, bahçesini daima bakımlı mahmur tutmuştur. Genç nesillere örnek olmasıyla belki üniversitelerimizin tez konusu olması gerekir.
Bir şekilde eğer çalışamaz ve iş yapamazsa, o zaman yemek yemek istemiyor. “Ben çalışıp yemek yemeyi hak etmedim, hak etmeyene yemek verilmez,” diyor. İşte, bir Anadolu insanı ve işte, eli öpülesi üreten bir insan. Ellerinde yılların izini taşıyan nasırlar, helal kazancın, helal lokmanın nişanı. Bu insanlardan artık hemen hemen hiç kalmadı. Önünde saygıyla eğiliyor, gönülden selamlıyorum. Rahmetli Babamın can arkadaşı, köyümüzün tarihi, yaptıklarıyla gelecek nesillere örnek ve önder adımlarıyla ışık olmuş, Cemil Dayı; sağlıkla, huzurla çok yaşa…