Her tür darbe ya da darbe girişimi, nitelikli bir terör eylemidir ve anayasal bir suçtur.
Silahının namlusunu milletine çeviren asker karşısında ne esas duruşa geçilir, ne de selam durulur! Bilakis bu şekilde hain emeller ve eylemler içinde bulunanlara karşı direnilir. Nitekim 15-16 Temmuz 2016 gecesi milletçe bu direnç gösterilmiş ve darbe kalkışması başarıya ulaşamadan akamete uğratılmıştır.
Bu terörist darbe kalkışmasını planlayanları, emrini verenleri, uygulayanları ve bundan her ne şekilde olursa olsun nemalanmak hesabında olanları bir kez daha lanetliyorum.
Bu vesileyle darbecilere direnirken şehit düşen asker-polis-sivil tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum.
15 Temmuz alçak / hain darbe kalkışmasından sonra, daha önce alt tabakası ‘ibadet’, orta tabakası ‘ticaret’, üst tabakası ‘ihanet-hıyanet’ olarak tanımlanan fetö örgütüne yönelik operasyonlar ise en ağırlıklı olarak ibadet tabakasındaki insanlar üzerine gerçekleştirilmiş bu nedenle binlerce insan da mağdur edilmiştir. Bu tabakanın ‘yanılmış’ olabilme ihtimali dikkate alınmamıştır.
Hukuk çerçevesinde asıl hesap sorulması gereken Fetönün üst düzey hain yönetici tabakasının kahir ekseriyeti ise halen yurtdışında yaşamakta ve maalesef özellikle sosyal medya üzerinden Türkiye aleyhine tezviratlarına devam etmektedirler.
Fetö soruşturmaları kapsamında mağdur edilen vatandaşların mağduriyetleri bir an önce giderilmeli, fetö yapılanmasının üst düzey yöneticileri de bir an önce derdest edilerek hıyanetlerinin hesabını millete vermelidirler.
Kim tarafından hangi gerekçeyle kalkışılıyor olursa olsun her türlü darbeye, darbe girişimine ve bunun arkasındaki karanlık güçlere karşıyız!
Kim tarafından hangi inanç, düşünce, ideal ya da ideoloji kullanılarak kime karşı yapılıyor olursa olsun her türlü terörist eylem ve girişim ile bunların arkasındaki karanlık güçlere de karşıyız!
Kim tarafından hangi ilkel saiklerle gerçekleştiriliyor olursa olsun her türlü bireysel ya da kurumsal şiddete ve bunlardan medet uman psikopatik/sosyopatik anlayış ve tavırlara da karşıyız.
İnsan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik hukuk devletinden yanayız. Bu anlamda ister dinsel, ister ideolojik saiklerle olsun devletin içinde olan ya da olabilecek her türlü paralel yapılanmaya da karşıyız.
Dil, din, cinsiyet, etnik köken, mezhep, yaşlı, genç, kılık, kıyafet vb ayırımı yapmadan bu ülkenin her bir ferdinin hukuk güvenliği ile esenlik içinde ve insan onuruna yaraşır bir biçimde yaşamasından / yaşatılmasından yanayız.
Bu bağlamda, TC devletinin bir vatandaşı ve seçmeni olarak, milletin iradesi ile sandıktan çıkan iktidarıyla muhalefetiyle tüm siyasi partilerden ve yöneticilerinden de demokrasiye, hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik hukuk devletine sahip çıkıp gereklerini yerine getirmelerini, devleti, devletin içinde ne olup bittiğine vâkıf bir basîret ve ferâset ile yönetmelerini, siyasi, şahsî hırs ve emellerini milletin / devletin menfaatleri üzerinde tutmamalarını talep ediyoruz.
Son söz bir dua olsun :
Allah, her tür hainliğe ve hiçbir haine bir daha fırsat vermesin!